NO: 2022 / 55 01.12.2022
Konu: 2023 Yılında Geçerli Olacak Bağımsız Denetim Kriterleri
6434 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Bağımsız Denetime Tabi Şirketlerin Belirlenmesine Dair Karar 30/11/2022 tarih ve 32029 sayılı Resmi Gazete’nde yayınlandı.
Karar ile 01.01.2023 tarihinden itibaren, bağımsız denetime tabi şirketler aşağıdaki kriterlere göre belirlenecektir.
Bağımsız Denetime Tabi Olmanın Genel Şartları;
Aşağıdaki üç ölçütten en az ikisinin eşik değerlerini art arda iki hesap döneminde aşan şirketler bağımsız denetime tabidir.
Aktif toplamı 75 milyon Türk Lirası. (Bir önceki Kararda 35 milyon ve üstü Türk Lirası’sıydı)
Yıllık net satış hasılatı 150 milyon Türk Lirası. (Bir önceki Kararda 70 milyon ve üstü Türk Lirası’sıydı.)
Çalışan sayısı 150 kişi. (Bir önceki Kararda da 175 ve üstü’dür.)
Herhangi Bir Ölçüte Bağlı Olmaksızın Bağımsız Denetime Tabi Şirketler:
Bu Karara ekli ve (I) sayılı listede belirtilen şirketler herhangi bir ölçüte bağlı olmaksızın bağımsız denetime tabidir.
Sermaye Piyasası Araçları Bir Borsada Veya Teşkilatlanmış Diğer Piyasalarda İşlem Görmeyen Ancak SPK Kapsamında Halka Açık Sayılan Şirketler:
Sermaye piyasası araçları bir borsada veya teşkilatlanmış diğer piyasalarda işlem görmeyen ancak SPK kapsamında halka açık sayılan ve aşağıdaki üç ölçütten en az ikisinin eşik değerlerini art arda iki hesap döneminde aşan şirketler bağımsız denetime tabidir.
Aktif toplamı 30 milyon Türk Lirası. (Bir önceki Kararda 15 Milyon Türk Lirası’ydı.)
Yıllık net satış hasılatı 40 milyon Türk Lirası. (Bir önceki Kararda 20 Milyon Türk Lirası’ydı)
Çalışan sayısı 50 kişi. (Bir önceki Kararda da 50 Kişiydi.)
Ekli (II) Sayılı Listede Belirtilen Şirketler:
Bu Karara ekli ve (II) sayılı listede belirtilen şirketlerden, aşağıdaki üç ölçütten en az ikisinin eşik değerlerini art arda iki hesap döneminde aşanlar bağımsız denetime tabidir.
Aktif toplamı 60 milyon Türk Lirası. (Bir önceki Kararda 30 Milyon Türk Lirası’ydı.)
Yıllık net satış hasılatı 80 milyon Türk Lirası. (Bir önceki Kararda 40 Milyon Türk Lirası’ydı.)
Çalışan sayısı 100 kişi. (Bir önceki Kararda 125 kişiydi.)
Bağımsız Denetim Kapsamında Olmayan Şirketler:
Aşağıdaki şirketler bu Kararın kapsamı dışındadır:
Ekli (I) sayılı liste kapsamında yer alanlar hariç olmak üzere, 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanuna tabi şirketler.
Ekli (I) sayılı listede belirtilenler ile ekli (II) sayılı listenin 5(b) sırasında belirtilen şirketler hariç olmak üzere sermayesinin en az yüzde 50’si devlete, il özel idarelerine, kanunla kurulmuş vakıflara ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarına ait olan şirketler.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından 21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktöring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanununun geçici 7. maddesinin dördüncü fıkrası kapsamında tasfiyelerine karar verilen ve tasfiye süreci Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından atanan tasfiye komisyonlarınca yürütülen tasarruf finansman şirketleri.
Diğer Hususlar:
Eşik değerleri aştığı için bağımsız denetime tabi şirket, art arda iki hesap döneminde üç ölçütten en az ikisine ait eşik değerlerin altında kaldığı ya da bir hesap döneminde bu ölçütlerden en az ikisine ait eşik değerlerin yüzde 20 veya daha fazla oranda altında kaldığı takdirde müteakip hesap döneminden itibaren bağımsız denetim kapsamından çıkar.
Eşik değerlerin aşılıp aşılmadığının belirlenmesinde; aktif toplamı ve yıllık net satış hasılatı bakımından şirketin tabi olduğu mevzuat uyarınca hazırlanmış olan son iki yıla ait finansal tablolar, çalışan sayısı bakımından ise son iki yıla ait ortalama çalışan sayısı esas alınır.
Eşik değerlerin aşılıp aşılmadığının belirlenmesinde şirketler bağlı ortaklık ve İştirakleriyle birlikte dikkate alınır. Bağlı ortaklıkları ve iştirakleri bulunan şirketlerde; aktif toplamı ve yıllık net satış hasılatı bakımından ana ortaklık ve bağlı ortaklığa ait finansal tablolarda yer alan kalemlerin toplamı, çalışan sayısı bakımından ise ana ortaklık ve bağlı ortaklığın son iki yıla ait ortalama çalışan sayılarının toplamı dikkate alınır. İştirakler açısından, iştirake ait söz konusu kalemler şirketin iştirakteki hissesi oranında dikkate alınır.
6434 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı Resmi Gazete metni için tıklayınız.
Saygılarımızla…
BOYLAM DENETİM DANIŞMANLIK
VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.
NO: 2022 / 53 24.11.2022
Konu: 2022 Yılsonu Yeniden Değerleme Oranı %122,93 Açıklandı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) tarafından Vergi Usul Kanun Genel (Sıra No: 542) Tebliği 24/11/2022 tarih ve 32023 sayılı Resmi Gazete’de yayınlandı.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin (b) fıkrasına istinaden yıllık olarak hesaplanan ve Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından ilan edilen 2022 yıl sonu Yeniden Değerleme oranı %122,93 (yüz yirmi iki virgül doksan üç) olarak belirlendi.
Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 542) Resmi Gazete metni için tıklayınız.
Saygılarımızla…
BOYLAM DENETİM DANIŞMANLIK
VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.
NO: 2022/52 15.11.2022
Konu: 7420 Sayılı Kanun ile Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi ve Bazı Vergi Kanunlarında Değişiklikler.
7420 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 09.11.2022 tarih ve 32008 Sayılı Resmi Gazete’de Yayımlandı.
7420 SAYILI KANUNLA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER:
YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARINA TANINAN GELİR VERGİSİ TEŞVİĞİNDE MESKENLERDE KURULU GÜÇ SINIRI 25 KW ‘TAN 50 KW’A ARTIRILDI.
Yenilenebilir elektrik enerjisi üretiminin teşvik edilmesi amacıyla, sahibi oldukları veya kiraladıkları meskenlerde, 6446 sayılı Kanunun 14. maddesi hükümlerine göre lisanssız yürütülebilecek faaliyetler kapsamında kurdukları, çatı ve cephe uygulamalı yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı ve kurulu gücü azami 25 kW (25 kW dahil) olan, elektrik üretim tesisinden ürettikleri elektrik enerjisini son kaynak tedarik şirketlerine satan gerçek kişiler, gelir vergisinden muaf esnaf kapsamındadır.
Yapılan değişik ile gerçek kişilerin sahibi olunan veya kiralanan konutlarda halen 25 kW’lık sınır dahilinde sağlanmış olan teşvikin sınırı 50 kW olarak arttırıldı. Bu uygulama kanunun yayınlanma tarihi olan 09.11.2022 itibariyle yürürlüğe girmiştir.
İSTİSNA EDİLEN YEMEK BEDELİ TUTARININ ÇALIŞANLARCA YEMEK HİZMETİ VEREN İŞLETMELER DIŞINDA KULLANILMASI DURUMUNDA DA İSTİSNADAN YARARLANILACAKTIR.
İşverenler tarafından çalışanlara işyerinde veya müştemilatında yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatlerin tamamı gelir vergisinden istisna iken, işyerinde veya müştemilatında yemek verilmeyen durumlarda bir günlük yemek bedelinin ilgili yıl için belirlenen tutarı 2022 yılı için 51,00 TL’ni aşmaması ve buna ilişkin ödemenin yemek verme hizmetini sağlayan mükelleflere yapılması şartıyla bu ödemeler istisna kapsamında değerlendirilmekte, ödemenin belirlenen tutarı aşması halinde aşan kısım ile hizmet erbabına nakden yapılan ödemeler ve bu amaçla sağlanan menfaatler ücret olarak mevcut uygulamada vergilendirilmekteydi.
Yemek bedelinin yemek kartlarına/çeklerine yüklenmek suretiyle kullandırıldığı durumlarda istisna bu ödemelerin yemek verme hizmeti sağlayan işletmelerde kullanılması kaydıyla uygulanmakta, bu kartların/çeklerin yemek hizmeti vermeyen market gibi işletmelerde alışveriş yapılmasında kullanıldığı durumlarda istisnadan mevcut durumda istisna uygulanmamaktaydı.
Yapılan değişiklikle, çalışanlarca bu tutarların yemek hizmeti veren işletmeler dışında kullanılması durumunda da, anılan istisnadan yararlanılmasına olanak tanınmıştır. Bu uygulama, 01.12.2022 tarihinden itibaren yürürlüğe girecektir.
TÜRK MÜTEAHHİTLERCE YURTDIŞINDA ÖDENEN ÜCRETLER GELİR VERGİSİ İSTİSNASI KAPSAMINA ALINDI.
Yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerde, hizmet erbabının yurt dışında çalıştırılmasını teşvik etmek amacıyla, yurt dışında bu işlerde çalışmak üzere götürülen ve fiilen yurt dışında çalışan hizmet erbabına yurtdışından karşılanarak yapılan ücret ödemeleri gelir vergisinden ve damga vergisinden istisna edilmiştir. Bu uygulama, 01.12.2022 tarihinden itibaren yürürlüğe girecektir.
BİREYSEL KATILIM YATIRIMCISI İNDİRİMİ UYGULAMASI 2027 YILI SONUNA UZATILARAK, İNDİRİM TUTARI “1.000.000 TL”’ TUTARDAN “2.500.000 TL”NA YÜKSELTİLDİ.
Gelir Vergisi Kanunu’nun Geçici 82. maddesiyle, 4059 sayılı Hazine Müsteşarlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun ek 5. maddesi kapsamına giren bireysel katılım yatırımcısı tam mükellef gerçek kişilerin, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra iktisap ettikleri tam mükellef anonim şirketlere ait iştirak hisselerini en az iki tam yıl elde tutmaları şartıyla, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümlerine göre hesapladıkları hisselerin tutarlarının %75’ini yıllık beyannamelerine konu kazanç ve iratlarından hisselerin iktisap edildiği dönemde indirebilmelerine imkan sağlanmıştır. Düzenlemeye göre, bazı özellikli durumlarda bu indirim %100 olarak uygulanabilmektedir.
Düzenlemenin uygulama süresi 31.12.2022 tarihinde sona ereceğinden, Kanunun 3. maddesinde yapılan düzenlemeyle; maddenin uygulama süresi bu defa 31.12.2027 tarihine kadar uzatılmıştır.
Ayrıca, ilgili madde kapsamında yıllık olarak en çok yararlanılabilecek indirim tutarı “1.000.000 TL”’ tutardan “2.500.000 TL”na yükseltilmiştir. Bu uygulama, 01.01.2023 tarihinden itibaren yürürlüğe girecektir.
İŞVERENLERCE ÇALIŞANLARA ELEKTRİK, DOĞALGAZ VE ISINMA GİDERLERİ İÇİN ÖDENECEK AYLIK 1.000 TL’NE KADAR OLAN KISMI 30.6.2023 TARİHİNE KADAR GELİR VERGİSİNDEN VE SİGORTA PRİMİNDEN İSTİSNADIR.
İşverenler tarafından çalışanlara elektrik, doğalgaz ve diğer ısınma giderlerine karşılık olmak üzere bu düzenlemenin yürürlüğe girdiği 09 Kasım 2022 tarihinden başlayarak 2023 yılı haziran ayı sonuna kadar mevcut ücretlerine/prime esas kazançlarına ilave olarak yapılan aylık 1.000,00 TL’nı aşmayan ödemelerin sigorta primine esas kazanca dahil edilmemesi ve gelir vergisinden istisna edilmiştir.
Yapılan düzenlemeden, çalışanların mevcut ücretlerine ilave olarak yapılan tutarlardaki ödemelerin istisna kapsamına girmektedir. Söz konusu istisnalardan yararlanabilmek için yapılacak ödemelerin çalışanların mevcut ücretlerine/Prime esas kazançlarına ek olarak yapılması halinde bu istisna uygulanacağı anlaşılmaktadır.
Bu uygulama, 09.11.2022 tarihinden 30.06.2023 tarihleri arasında uygulanmak üzere, 09.11.2022 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir.
6) TURİZM SEKTÖRÜ ŞİRKETLERİNDEN ALINAN “TURİZM PAYI” ORANLARI İNDİRİLDİ.
Yapılan değişikliklerle, Türkiye Turizm ve Geliştirme Ajansı’nın kuruluş amaçlarının gerçekleştirilmesi ve faaliyetlerin finansmanında kullanılmak üzere turizm sektörü şirketleri gelirleri üzerinden alınan “turizm payı” oranları düşürüldü. Bakanlık’tan belgeli deniz turizmi araçlarından alınan pay 31.12.2022 tarihinden itibaren tamamen kaldırılmıştır.
Yapılan Değişiklik Sonrasında,
Bileşik tesisler ile konaklama tesislerinden binde beş,
Bakanlıktan belgeli yeme-içme ve eğlence tesislerinden binde beş,
Deniz turizmi tesislerinden binde beş,
Seyahat acentalarından (münferit uçak bileti satışları hariç) on binde beş,
Havayolu işletmelerinden (ticari yolcu taşımacılığı faaliyetlerinden) on binde beş,
Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü tarafından işletilenler hariç olmak üzere havalimanı ve terminal işletmelerinden binde iki,
Turizm payı oranında yapılan değişiklik uygulaması 01.01.2024 tarihinden itibaren yürürlüğe girecektir.
SERMAYE AZALTIMLARINDA SERMAYE ŞİRKETLERİNİN VERGİLENDİRMENİN NASIL YAPILACAĞI HUSUSU AÇIKLIĞA KAVUŞTURULDU.
Sermaye şirketlerinin ortaklarca şirkete konulan sermayeleri ayni veya nakdi sermayeden ibaret olabileceği gibi, sermaye yapısı içinde işletme faaliyetleri sonucu oluşan kârlar, yeniden değerleme fonları, enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan fonlar, vergi kanunları ve diğer kanunlar uyarınca ayrılan fonlardan sermayeye ilave edilen tutarlar da içermektedir.
Yapılan düzenlemeyle, çeşitli kaynaklardan sermayeye aktarılan tutarların sermayeye aktarıldıkları tarihten itibaren:
Beş yıl boyunca sermaye azaltımı yapmayan kurumlarda bu sürenin sonunda sermaye azaltılmışsa, işletmeye konulan nakdi veya ayni sermaye ile (varsa) sermayeye eklenen diğer unsurların toplam sermayeye oranlanması suretiyle azaltıma konu edilen tutar içerisindeki sermaye unsurları tespit edilerek vergilendirme yapılacaktır.
Beş yıldan önce sermaye azaltımı yapan kurumlarda ise;
Öncelikle sermaye içinde mevcut bulunan ve “sermayeye ilave dışında başka bir hesaba nakledilmesi, işletmeden çekilmesi veya sermaye hesabından başka hesaplara aktarımı kurumlar vergisine ve kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak hesaplardan”,
Daha sonra “sadece kâr dağıtımına bağlı tevkifatta tabi hesaplardan”,
Son olarak ise “vergiye tabi olmayan nakdi ve ayni sermayeden”,
Oluştuğu kabul edilerek vergilendirme yapılacaktır.
Yapılan sermaye azaltımında sermayeye eklenen kaynakların bazılarının beş yıllık süreyi aşması bazılarının ise aşmaması durumunda ise söz konusu kaynaklardan öncelikli olarak sermayeye ilave edilme tarihi beş yılı geçmemiş olanların çekildiği kabul edilecektir.
Geçmiş yıl zararlarının mahsubu suretiyle sermaye azaltılması durumunda, azaltıma konu edilen sermaye unsurları da yukarıda belirtilen sıralama kapsamında tespit edilecektir. Bu tutarlar üzerinden kâr dağıtımı veya ana merkeze aktarılan tutar kapsamında vergi kesintisi yapılmayacaktır.
Bu uygulama Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirleyeceği hususlar ile 09.11.2022 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir.
BANKA HESAP BAKİYELERİNİ TL MEVDUAT VE KATILMA HESAPLARINA DÖNÜŞTÜREN MÜKELLEFLERİN 2022 SONUNA KADAR ELDE EDECEKLERİ GELİRLER İSTİSNA KAPSAMINA ALINMIŞTIR.
Yapılan düzenleme ile “Cumhurbaşkanı bu istisnayı 31/12/2023 tarihine kadar her bir geçici vergi veya yıllık hesap dönemleri sonu itibarıyla kurumların bilançolarında yer alan yabancı paralar için ayrı ayrı veya birlikte uygulatmaya yetkilidir.”
Ayrıca söz konusu maddenin dördüncü fıkrasında yapılan değişiklik ile Cumhurbaşkanına istisnayı, 31.12.2023 tarihine kadar her bir geçici vergi veya yıllık hesap dönemleri sonu itibarıyla kurumların bilançolarında yer alan yabancı paralar için ayrı ayrı veya birlikte uygulatma konusunda yetki verilmiştir.
COVID 19 SALGINI İLE MÜCADELE KAPSAMINDA VERİLEN ANCAK HENÜZ TAHSİL EDİLMEMİŞ OLAN PARA CEZALARININ TAHSİLİNDEN VAZGEÇİLMİŞTİR.
Ülkemizde salgın hastalığın yayılmasını önlemek amacıyla 11 Mart 2020 tarihinden itibaren muhtelif tedbirler alınmış ve bu kapsamda maske takma zorunluluğu, sokağa çıkma yasağı gibi alınan tedbirlere uyulmaması nedeniyle Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ile Kabahatler Kanunu kapsamında idari para cezaları uygulanmıştır. Bu düzenleme ile 09 Kasım 2022 tarihinden itibaren henüz ödenmemiş bulunan COVID-19 cezaların tahsilinden vazgeçilmiştir.
Gelir Vergisi Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Resmî Gazete metni için tıklayınız.
Saygılarımızla…
BOYLAM DENETİM DANIŞMANLIK
VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.
NO: 2022/51 31.10.2022
Konu: Yıl İçerisinde Aynı Anda Birden Fazla İşverenden
Ücret Geliri Elde Edilmesi Halinde Gelir Vergisi Matrahı .
Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 311)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair (Seri No: 321) Tebliği 30.10.2022 tarih ve 31998 Sayılı Resmi Gazete’de Yayımlandı.
Bilindiği gibi, birden fazla işverenden ücret geliri elde edilmesi halinde her bir işverenin birbirinden bağımsız olarak gelir vergisi kesintisi yapması gerekmektedir. Yani stopaj uygulamasında ilke olarak bu ücretlerin birleştirilmesi ve kümülatif matrahın dikkate alınması suretiyle gelir vergisi kesintisinin hesaplanması zorunlu değildir.
Tebliğde yapılan Değişiklik ile;
“Hizmet erbabının talep etmesi ve işverenlerin de kabul etmesi kaydıyla, yıl içerisinde aynı anda birden fazla işverenden alınan ücret gelirleri de kümülatif matrah dikkate alınarak tevkifata tabi tutulabilir.”
Tebliğde yapılan düzenlemeye göre hizmet erbapları isteyip işverenlerin de kabulü halinde kümülatif matrah gelir vergisi matrahı olacaktır. Aksi halde ücret matrahları birbiri ile ilişkilendirilmeyecektir.
Tebliğde değişiklikle, iş değiştiren hizmet erbabına ilaveten aynı anda birden fazla işverenden ücret geliri elde edenlere de bu olanak verilmiş olmaktadır. Aynı anda birden fazla işveren nezdinde çalışan kişiler işverenlerinden kümülatif matrahı esas alarak vergi kesintisi yapmalarını talep edebileceklerdir. İşverenlerinin de uygun görmesi halinde bu uygulama yapılabilecektir. Aynı anda birden fazla işyerinde çalışma durumunda hangi işveren veya işverenler kümülatif matrahı esas alarak vergi kesintini hesaplayacakları nasıl belirlenecektir? Tebliğ düzenlemesinden anlaşıldığı kadarıyla bunu hizmet erbabının talebinin belirleyeceği anlaşılmaktadır, hizmet erbabı hangi işverene başvurursa ve diğer işverenlerden elde ettiği ücret gelirlerini belgelendirirse talepte bulunulan işverenin kabulü ile, kendisinin de kabul etmesi kaydıyla kümülatif matrah dikkate alınarak tevkifatta tabi tutulur.
Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 311)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair (Seri No: 321) Tebliği Resmî Gazete metni için tıklayınız.
Saygılarımızla…
BOYLAM DENETİM DANIŞMANLIK
VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.
(*) Sirkülerlerimizde yer alan açıklamalar bilgilendirme amaçlı olup, tereddütlü konularla ilgili gerekli araştırmalar yapılmadan ya da tarafımızdan veya başka bir uzmandan görüş alınmadan yapılacak işlemler sonucunda doğacak zararlardan müşavirliğimiz sorumlu olmayacaktır.
NO: 2022/50 27.10.2022
Konu: Şirketlerin Kur Korumalı Mevduat ve Katılma Hesaplarına Dönüşümünde Uygulanan Kurumlar Vergisi İstisnanın Süresi Uzatıldı.
Şirketlerin Kur Korumalı Mevduat ve Katılma Hesaplarına Dönüşümünde Uygulanan İstisnanın Süresi Uzatılmasına dair 6297 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı, 27.10.2022 tarih ve 31996 Sayılı Resmi Gazete’de Yayımlandı.
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun geçici 14. maddesinde Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm kuru üzerinden Türk lirasına çevrilen hesaplar ile ilgili olarak; Kurumların bilançolarında yer alan yabancı paralarını, Türk lirasına çevirmeleri ve bu suretle elde edilen Türk lirası varlığı, bu kapsamda açılan en az üç ay vadeli Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda yabancı paraların dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farkı kazançları ile bu varlıkların Türk lirasına çevrildiği tarihte oluşan kur farkları kurumlar vergisinden istisna tutulmuştur.
26.5.2022 tarih ve 7407 sayılı Kanunu’nun 12. Maddesine yapılan ilave ile Kurumların 31.03.2022 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralarını 2022 yılı sonuna kadar Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm kuru üzerinden Türk lirasına çevirmeleri ve bu suretle elde edilen Türk lirası varlığı en az üç ay vadeli Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda söz konusu hesapların dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dâhil olmak üzere vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları ile diğer kazançlar da kurumlar vergisinden müstesna olup, bu madde kapsamındaki istisnalar 2022 yılı sonuna kadar vade sonunda yenilenen hesaplara da uygulanacaktır.
Cumhurbaşkanı Kararı ile istisnayı 30 Haziran 2022 ve/veya 30 Eylül 2022 tarihli bilançolarda yer alan yabancı paralar itibarıyla da uygulatmaya yetkili olup, yayımlanan bu kararla, Kurumlar Vergisi mükelleflerinin 30 Eylül 2022 tarihli bilançolarında yer alan döviz varlıklarını 2022 yılı sonuna kadar kur korumalı mevduat ve katılma hesaplarına yatırıp en az 3 ay vadeli olacak şekilde bu hesaplarda değerlendirmeleri halinde, bu hesaplardan elde ettikleri kazançların da kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.
6297 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı Resmî Gazete metni için tıklayınız.
Saygılarımızla…
BOYLAM DENETİM DANIŞMANLIK
VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.
(*) Sirkülerlerimizde yer alan açıklamalar bilgilendirme amaçlı olup, tereddütlü konularla ilgili gerekli araştırmalar yapılmadan ya da tarafımızdan veya başka bir uzmandan görüş alınmadan yapılacak işlemler sonucunda doğacak zararlardan müşavirliğimiz sorumlu olmayacaktır.
NO: 2022 / 49 25.10.2022
Konu: Denetime Tabi Şirketlerin TL Nakdi Kredi Kullanımlarına Getirilen Sınırlandırma.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun 21.10.2022 tarihli ve 10389 sayılı Kurul Kararı yayınlandı.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun 07.07.2022 tarihli ve 10265 sayılı Kararıyla,
Kredi başvurusu yaptıkları tarih itibarıyla yabancı para (YP) nakdi varlıklarının Türk Lirası (TL) karşılığının 15 milyon TL’nin üzerinde olması,
Bu şirketlerin YP nakdi varlıklarının, en güncel finansal tablolarına göre aktif toplamından veya son bir yıllık net satış hasılatından büyük olanının yüzde 10’ununu aşması halinde söz konusu şirketlere Türk Lirası cinsinden yeni bir nakdi ticari kredi kullandırılmamasına karar verilmiştir.
BDDK’nın 21.10.2022 tarih ve 10389 sayılı kurul kararı ile tutar ve oranlar 01.11.2022 tarihinden itibaren aşağıda belirtilen tutar ve orana göre değiştirilmiştir.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, 21.10.2022 tarihli ve 10389 sayılı Kararıyla;
11.2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aksi yönde bir Kurul Kararı alıncaya kadar 15 milyon TL olan YP pozisyonu sınırının 10 milyon TL’ye ve yüzde 10 olan oranın da yüzde 5 olarak uygulanmasına karar vermiştir.
Buna göre; 11.2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, herhangi bir şirketin bu kısıtlama kapsamına girebilmesi aşağıdaki 3 şartın aynı anda sağlanması gerekmektedir:
660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve ilgili düzenlemeler (yani Türk Ticaret Kanunu) uyarınca bağımsız denetime tabi bir şirket olması,
Şirketin YP nakdi varlıklarının TL karşılığının 10 milyon TL’nin üzerinde olması,
Şirketin YP nakdi varlıkların TL karşılığının; aktif toplamından veya son 1 yıllık net satış hasılatından büyük olanının yüzde 5’i aşması,
olarak belirlenmiştir.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun 21.10.2022 tarihli ve 10389 sayılı Kurul Kararı metni için tıklayınız.
Saygılarımızla…
BOYLAM DENETİM DANIŞMANLIK
VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.
NO: 2022 / 48 25.10.2022
Konu: Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Yapılan Değişiklikler.
Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) tarafından Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No:34) 25.10.2022 tarih ve 31994 sayılı Resmi Gazete’de yayınlandı.
Tebliğde Yapılan Değişiklikler:
KDV2 Beyannamesini beyan süresinden sonra verilmesi durumunda KDV1 beyannamesindeki indirim uygulaması düzenlemesi,
KDV2 beyannamesinin beyan süresinden sonra verilmesi durumunda kanuni süresinden sonra verilen KDV2 beyannamesi üzerinde tahakkuk eden verginin ilk ödendiği tarihe tekabil eden aya ait KDV1 beyannamesinden indirim konusu yapılabilecektir.
Örneğin: “2 No.lu KDV Beyannamesi yanlışlıkla süresinden sonra 20 Ağustos tarihinde verilirse ve tevkif edilen 126 TL tutarındaki KDV 5 Eylül tarihinde ödenirse söz konusu KDV, en erken ödemenin yapıldığı Eylül dönemine ilişkin 1 No.lu KDV Beyannamesinde indirim konusu yapılabilecektir.”
Bu uygulama 25.10.2022 tarihinden itibaren yürürlüğe girer.
Demir-Çelik Ürünlerinde KDV Tevkifat Oranı Değişikliği;
Demir Çelik Ürünlerinin tesliminde uygulanan (4/10) oranındaki tevkifat tesliminde 01.11.2022 tarihi itibariyle (5/10) oranında uygulanacaktır.
Ayrıca, demir-çelik ve alaşımlarından mamul ürünlerin payları Borsa İstanbul A.Ş.’de işlem gören şirketler tarafından tesliminde de tevkifat uygulanır.
Bu uygulama 01.11.2022 tarihinden itibaren yürürlüğe girer.
İndirimli Orana Tabi İşlemlerde İade Uygulamasında Değişiklikler;
Yıl İçinde Nakden İade İşlemleri bölümünde yapılan ilave uygulamayla; 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki (I) sayılı listenin (A) bölümü kapsamında yer alan malların teslimlerinden doğan yılı içinde nakden iade tutarı, Tebliğin (III/B-3.1.1.) bölümündeki açıklamalar çerçevesinde işlemlerin yapıldığı yılın Ocak-Haziran dönemi için altı aylık olarak ve Haziran dönemi sonu itibarıyla hesaplanır. Benzer şekilde, 10.000 TL ve üstündeki nakden iade taleplerinin, teminat verilmeksizin vergi inceleme raporuna göre sonuçlandırılmasının talep edilmesi halinde, iade vergi inceleme raporunun vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihte yapılır. Bu uygulama 01.11.2022 tarihinden itibaren yürürlüğe girer.
İndirimli Orana Tabi İşlemlerde iade uygulamasında; 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki (I) sayılı listenin (A) bölümü kapsamında yer alan malların takvim yılının Ocak-Haziran dönemindeki teslimlerinden doğan KDV iadelerinin, en erken ilgili yılın Haziran dönemi en geç ilgili yılın Kasım dönemi itibarıyla talep edilmesi kaydıyla nakden yapılması uygun görülmüştür.
İstisna Kapsamındaki İşlemin Gerçekleşmesinden Sonra İşleme İlişkin Mal ve Hizmet Alımları ile İlgili Kur Farkları:
Tam istisna kapsamındaki bir işlemin gerçekleşmesinden sonra, söz konusu işleme ilişkin mal ve hizmet alımlarına ait tam istisna kapsamındaki işlemi yapan mükellef lehine veya aleyhine kur farkı ortaya çıkabilmektedir. Mükellef aleyhine ortaya çıkan kur farkı üzerinden ödenen KDV’lerin tam istisna kapsamındaki işlemin gerçekleştiği vergilendirme dönemine ilişkin yüklenilen KDV hesabına dahil edilerek iadesinin talep edilmesi mümkündür.
Ancak, kur farkına ilişkin faturanın iade işlemleri sonuçlandırıldıktan sonra gelmesi halinde, işlemle ilgili mal ve hizmet alımlarına ait kur farkı üzerinden ödenen ve yüklenilen KDV hesabına dahil edilmesi gereken KDV, indirim hesaplarına dahil edildiği vergilendirme dönemine ilişkin iade hesabında dikkate alınabilir.
Tam istisna kapsamındaki işlemi yapan mükellefin mal ve hizmet alımlarına ilişkin olarak lehine oluşan kur farkı nedeniyle KDV hesaplanması ve kur farkının ortaya çıktığı dönem beyannamesinde beyan edilmesi gerekmektedir. Tam istisna kapsamındaki işlemi yapan mükellefin lehine oluşan kur farkının iade işlemleri sonuçlandırılmadan önce ortaya çıkması halinde bu tutarın iade hesabından düşülmesi gerekmektedir. İadeye konu edilemeyen bu tutarın ise kur farkının ortaya çıktığı dönem indirim hesaplarına alınması mümkündür. Söz konusu kur farkının iade işlemleri sonuçlandırıldıktan sonra ortaya çıkması halinde ise iade hesabında herhangi bir düzeltme yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
Teminat Karşılığı yapılan iade işlemlerinden yapılan düzenlemeler;
Teminat karşılığında yapılan iade işleminde “sigorta şirketi kefalet senetleri” de teminat olarak kabul edilecektir. Bu uygulama 01.11.2022 tarihinden itibaren yürürlüğe girer.
Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No:34) metni için tıklayınız.
Saygılarımızla…
BOYLAM DENETİM DANIŞMANLIK
VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.
NO: 2022 / 47 05.10.2022
Konu: 2022/3. Geçici Vergide Uygulanacak Yeniden Değerleme Oranı %92,93 açıklandı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) tarafından 30/09/2022 tarih ve KVK-61/2022-3/Yatırım İndirimi-47 sayısı ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu Sirküleri /61 yayınlandı.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin (b) fıkrasına istinaden yıllık olarak hesaplanan ve Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından ilan edilen 2022 yılı üçüncü geçici vergi döneminde uygulanacak yeniden değerleme % 92,93 (yüzde doksaniki virgül doksanüç) olarak belirlendi.
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu Sirküleri/61 metni için tıklayınız.
Saygılarımızla…
BOYLAM DENETİM DANIŞMANLIKVE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK
Konu: Gerçek Faydalanıcı İlişkin Yükümlülüklerinin Yerine Getirilmemesi
Halinde Uygulanacak Ceza Tutarı
Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) tarafından Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 529)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sıra No: 541) 23.09.2022 tarih ve 31962 sayılı tebliğ Resmî Gazete’de yayınlandı.
Bilindiği üzere gerçek faydalanıcıya ilişkin bildirim yükümlülükleri, Vergi Usul Kanunu genel hükümleri çerçevesinde 529 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile belirlenerek 13.07.2021 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Bu çerçevede, 23.09.2022 tarih ve 31962 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 541 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 529 Sıra Nolu Genel Tebliğin dayanak bölümündeki Vergi Usul Kanununun birinci fıkrasının (4) numaralı bendine yapılan atıf (9) numaralı bent olarak değiştirilmiştir.
Yapılan tebliğ değişikliği 01.10.2022 tarihi itibariyle yürürlüğe girecek olup bu tarihten itibaren olmak üzere, gerçek faydalanıcı bildirimine ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmeyen veya eksik yerine getirenlere, Vergi Usul Kanunu mükerrer 355/1-1. maddesinde yer alan özel usulsüzlük cezasının 3 (üç) katı uygulanacaktır.
Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 529)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sıra No: 541)‘nin Resmi Gazete metni için tıklayınız.
Saygılarımızla…
BOYLAM DENETİM DANIŞMANLIK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.
(*) Sirkülerlerimizde yer alan açıklamalar bilgilendirme amaçlı olup, tereddütlü konularla ilgili gerekli araştırmalar yapılmadan ya da tarafımızdan veya başka bir uzmandan görüş alınmadan yapılacak işlemler sonucunda doğacak zararlardan müşavirliğimiz sorumlu olmayacaktır.
NO: 2022/45 12.09.2022
Konu: Gerçek Faydalanıcı Tanımının Açıklanmasına Yönelik V.U.K. Sirküleri.
Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) tarafından Vergi Usul Kanunu 145 No.lu Sirküleri 05.09.2022 tarih ve VUK-145/2022-8 sayılı “Gerçek Faydalanıcı Tanımının Açıklanması” yayınlandı.
Vergi Usul Kanunu Sirkülerin Konusu:
Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından 529 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin 5 inci maddesi uyarınca gerçek faydalanıcının belirlenmesine ilişkin açıklamalar bu sirkülerin konusunu oluşturmaktadır.
Gerçek Faydalanıcının Belirlenmesi:
529 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde de belirtildiği üzere gerçek faydalanıcı mutlaka gerçek kişi olmak zorundadır. Gerçek faydalanıcının belirlenmesinde aşağıdaki unsurlar bir bütün olarak dikkate alınarak tespit yapılır. Yine aynı Tebliğde açıklandığı şekilde gerçek faydalanıcı;
a) Tüzel kişiliğin yüzde yirmi beşi aşan hissesine sahip gerçek kişi ortakları,
b) Tüzel kişiliğin yüzde yirmi beşi aşan hissesine sahip gerçek kişi ortağının gerçek faydalanıcı olmadığından şüphelenilmesi ya da bu oranda hisseye sahip gerçek kişi ortak bulunmaması durumunda, tüzel kişiliği nihai olarak kontrolünde bulunduran gerçek kişi ya da kişileri,
c) (a) ve (b) kapsamında gerçek faydalanıcının tespit edilemediği durumlarda, en üst düzey icra yetkisine sahip gerçek kişi ya da kişileri
ifade eder.
Tüzel kişiliğin yüzde yirmi beşi aşan hissesine sahip gerçek kişiler, her halükarda bildirilmelidir. Bununla birlikte anılan Tebliğin (b) ve (c) bentleri kapsamında da gerçek faydalanıcının belirlenmesi halinde bu kişi veya kişilerin isimleri gerçek faydalanıcı bildirim formunda bildirilir. Söz konusu formun ilgili bölümlerinde gerçek faydalanıcı ile ilgili gerekli açıklamalar yapılır.
Doğrudan ve Dolaylı Kontrol:
Bir gerçek kişi, tüzel kişiliği olan veya olmayan teşekkülü doğrudan ya da dolaylı bir şekilde nihai olarak kontrolünde bulundurabilir. Bir teşebbüste doğrudan ya da dolaylı olarak yüzde yirmi beşten fazla hissesi olmadığı halde farklı araçlarla nihai kontrole sahip kişiler de teşebbüsün yüzde yirmi beşi aşan hisse sahipleri ile birlikte gerçek faydalanıcı olarak kabul edilir.
Örneğin; yönetim ya da denetim kurulu üyelerinin çoğunluğunu atama, görevden alma, şirket adına verilen kararlarda sözleşme ya da aile bağları gibi farklı yollarla önemli ölçüde söz sahibi olan kişi veya kişilerin tüzel kişiliği olan veya olmayan teşekkülü nihai olarak kontrol altında bulundurduğu kabul edilir. Gerçek Faydalanıcı Bildirim Formunun ilgili bölümlerinde buna ilişkin gerekli açıklamalar yapılır.
Örnek 1: A şirketinin %80 hissesine sahip olan bir B şirketinin %40 oranında hissedarı olan Y kişisi, A şirketinde %80 x %40 = %32 oranında dolaylı olarak pay sahipliği olması sebebiyle A şirketinin gerçek faydalanıcılarından birisidir.
Örnek 2: Şirketin kurucusu Z kişisi şirkette paylarını çocuklarına devretmiş; fakat yönetim kurulu başkanı olarak şirkette görev almaya devam etmektedir. Z kişisi, yönetimde yer alan kişilerin çoğunluğunu atama veya görevden alma konusunda yetkilidir. Bu durumda Z kişisi şirketin gerçek faydalanıcılarından birisidir.
En Üst Düzey İcra Yetkisine Sahip Kişiler:
“En üst düzey icra yetkisi”ne sahip kişiler ifadesi ile; tüzel kişiliğin ticari faaliyetini temelden etkileyen stratejik kararlar alabilme yetkisine sahip gerçek kişi veya kişiler ile, günlük veya olağan işleri yürüten, yönetim kurulu başkanı, genel müdür, mali işler direktörü gibi üst düzey bir yönetim pozisyonu aracılığıyla icra kontrolünü elinde bulunduran gerçek kişi veya kişiler olarak anlaşılmalıdır.
Saygılarımızla…
BOYLAM DENETİM DANIŞMANLIK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.
NO: 2022/44 29.08.2022
Konu: 2023 Yılı Emlak Vergisine Esas Olacak Bina M2 Maliyet Bedelleri.
Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından Emlak Vergisi Kanunu (Seri No:8) Genel Tebliği 25.08.2022 tarih ve 31934 sayılı Resmi Gazete ’de yayınlandı.
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin verdiği yetkiye istinaden, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı emlak vergisine esas olmak üzere 2023 yılında uygulanacak bina metrekare normal inşaat maliyet bedellerini yayınlanan Tebliğ ekinde yer alan cetvelde belirtilen tutarlarda tespit etmiştir.
Emlak Vergisi Kanunu (Seri No:8) Genel Tebliği ve Eki’nin Resmî Gazete metni için tıklayınız.
Saygılarımızla…
BOYLAM DENETİM DANIŞMANLIK
VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.
İhracata Sağlanan Destekler.
NO: 2022/43 22.08.2022
Konu: İhracata Sağlanan Destekler.
İhracat Destekleri ilişkin 5973 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı 18.08.2022 tarih ve 31927 Sayılı Resmi Gazete ’de yayınlandı.
Şirketlerin ihracata hazırlanması ve uluslararası pazarlarda rekabet avantajı kazandırılması amacıyla ürünlerinin yurt dışında tanıtımı, pazarlanması, tutundurulması, tasarım ve kurumsal kapasitelerinin arttırılması ve markalaşma desteklenmesine yönelik giderler ile ihracatımızın sürdürülebilir artışının sağlanması için gerekli diğer faaliyetlere ilişkin giderlerin Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu (DFİF)’ndan karşılanması hedeflenmiştir.
Aşağıdaki tabloda ihracatçı şirketlere ihraca ilişkin giderlerine yönelik sağlanan maksimum destek tutarlarına yer almaktadır.
Sıra | Destek Adı | Maksimum Destek Tutarı |
1. | Pazara Giriş Belgesi Desteği | 4.000.000 TL |
2. | Pazara Giriş Projesi Hazırlama Desteği | 200.000 TL |
3. | Yurtdışı Pazar Araştırması Desteği | 100.000 TL |
4. | Yurtdışı Fuar Desteği | 750.000 TL |
5. | Yurtiçi Fuar Desteği | 80.000 TL |
6. | Yurt Dışı Şirket ve Yurt Dışında Yerleşik Şirkete Ait Marka Alım Desteği | 7.500.000 TL |
7. | Küresel Tedarik Zinciri Desteği | 15.000.000 TL |
8. | Birim Kira Desteği | 2.000.000 TL |
9. | Tanıtım Desteği | 2.500.000 TL |
10. | Eximbank’ın uyguladığı faiz oranı ile CIRR arasındaki farkın desteklenmesi ve Eximbank ihracat kredi sigortası tazmin desteği | 20.000.000 TL |
11. | Tasarımcı Şirket ve Tasarım Ofisi Desteği | 5.000.000 TL |
12. | Gemi ve Yat Sektöründe Faaliyet Gösteren Şirketlere Tasarım Desteği | 3.000.000 TL |
13. | Çok Kanallı Zincir Mağaza Desteği Marka ve TURQUALITY® desteği | 20.000.000 TL |
Yukarıda yer alan desteklerde geçerli olan destek oranları Ticaret Bakanlığı’nca belirlenen hedef ülkelere yönelik giderler için 20 puan ve hedef sektörlerde ise 5 puan artırılarak uygulanacaktır.
Karar kapsamındaki destek miktarı, her şekilde desteğe konu giderlerin %75 ’ini aşamayacaktır. Desteklerde üst limitler her takvim yılı başında (TÜFE+Yİ-ÜFE) /2 oranında güncellenecektir.
İhracat Destekleri ilişkin, haksız ve/veya yersiz olarak alındığı tespit edilen destek ödemeleri, ilgililerden 21/07/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde tahsil edilecektir.
5973 sayılı Cumhurbaşkanı Kararın Resmî Gazete metni için tıklayınız.
Saygılarımızla…
BOYLAM DENETİM DANIŞMANLIK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.
(*) Sirkülerlerimizde yer alan açıklamalar bilgilendirme amaçlı olup, tereddütlü konularla ilgili gerekli araştırmalar yapılmadan ya da tarafımızdan veya başka bir uzmandan görüş alınmadan yapılacak işlemler sonucunda doğacak zararlardan müşavirliğimiz sorumlu olmayacakt
NO: 2022/42 22.08.2022
Konu: İkinci El Motorlu Araç Satışına Pazarlama ve Satış Kısıtlaması.
Ticaret Bakanlığı tarafından İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 16.08.2022 tarih ve 31925 sayılı Resmi Gazete ’de yayınlandı.
İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının satışında yapılan değişiklik ile 16 Ağustos 2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere;
İkinci el kara taşıtı ticaretiyle iştigal edenler,
Otomobil ve arazi taşıtlarını,
İlk tescil tarihinden itibaren 6 ay ve 6.000 km geçmedikçe,
01/07/2023 tarihine kadar, doğrudan veya dolaylı olarak pazarlanmasını veya satışını yapamayacaklar. (Bakanlık bu tarihi 6 aya kadar uzatmaya yetkilidir.)
Ancak; 16.08.2022 tarihinden önce, ikinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal edenler adına tescil edilen otomobil ve arazi taşıtlarının 15 Eylül 2022 tarihine kadar pazarlanması veya satılması halinde, getirilen süre ve (km) şartı aranmayacaktır.
Bireysel tüketiciler tarafından bir takvim yılı içinde yapılan üçten fazla otomobil ve arazi taşıtı satışları da ticari faaliyet kapsamında değerlendirile-bileceğinden, bu taşıtların satışı ilk tescil tarihinden itibaren 6 ay ve 6 bin kilometre kısıtlaması kapsamında yer alabilecektir.
Yapılan düzenleme yalnızca otomobil ve arazi taşıtlarının pazarlanması ve satışına kısıtlama getirilmiştir. Kamyon, otobüs, kamyonet ve benzeri taşıt türleri bu kısıtlama kapsamında yer almamaktadır. İkinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal edenler tarafından doğrudan veya dolaylı olarak yapılacak tüm satışlar ile pazarlama faaliyetleri bu kısıtlama kapsamında değerlendirilecektir.
İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelikte Değişikliklerin Resmî Gazete metni için tıklayınız.
Saygılarımızla…
BOYLAM DENETİM DANIŞMANLIK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.
(*) Sirkülerlerimizde yer alan açıklamalar bilgilendirme amaçlı olup, tereddütlü konularla ilgili gerekli araştırmalar yapılmadan ya da tarafımızdan veya başka bir uzmandan görüş alınmadan yapılacak işlemler sonucunda doğacak zararlardan müşavirliğimiz sorumlu olmayacaktır.
NO: 2022/41 18.08.2022
Konu: Varlıkların Ekonomiye Kazandırılmasına İlişkin Genel Tebliği.
Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) tarafından Bazı Varlıkların Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Genel Tebliğ (Seri No:1) 09.08.2022 tarih ve 31918 sayılı Resmi Gazete’de yayınlandı.
Bazı Varlıkların Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Genel Tebliği ile gerek yurtiçi gerekse de yurtdışı varlıkların beyanına ilişkin esas ve usuller düzenlenmiş olup özeti aşağıda yer verilmiştir.
YURT DIŞINDA BULUNAN VARLIKLARA İLİŞKİN DÜZENLEMELER:
Gerçek ve tüzel kişilerin yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının 31 Mart 2023 tarihine (bu tarih dâhil) kadar Türkiye’deki banka veya aracı kurumlara bizzat kendileri veya yetkili kılınmış vekiller ya da kanuni temsilciler tarafından bildirilmesi gerekmektedir. Gerçek ve tüzel kişilerce, söz konusu varlıklara ilişkin olarak vergi dairelerine herhangi bir beyanda bulunulmayacaktır.
Gerçek ve tüzel kişilerce, yurt dışında bulunan varlıklar için tek bir bildirim verilmesi esastır. Ancak, maddenin uygulamasında bildirimin yapıldığı her ay farklı bir vergilendirme dönemi olarak kabul edildiğinden, 31 Mart 2023 tarihine kadar (bu tarih dâhil) birden fazla bildirimde bulunulması mümkündür.
Varlıkların bildirimin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka veya aracı kurumlarda mevcut ya da yeni açılan bir hesaba transfer edilmesi şarttır. Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda mevcut ya da yeni açılan bir hesaba ilgili varlığın transferi işlemlerinde, bildirimde bulunan hesap sahibi ile yurt dışından varlığı transfer edenin farklı kişiler olmasının söz konusu hükümden faydalanılması açısından herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.
Yurt dışında bulunan varlıklar, yurt dışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan ve 05 Temmuz 2022 tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan kredilerin en geç 31 Mart 2023 tarihine kadar kapatılmasında kullanılabilecektir. Bu takdirde, defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla, borcun ödenmesinde kullanılan varlıklar için Türkiye’ye getirilme şartı aranmayacaktır. Yurt dışında bulunan ancak kapsama girmeyen varlıkların (örneğin taşınmazların) 31 Mart 2023 tarihine kadar kapsamdaki varlıklara dönüştürülmek suretiyle söz konusu madde hükümleri çerçevesinde Türkiye’ye getirilmesi mümkündür.
Banka dekontu veya aracı kurum işlem sonuç formları ile varlıkların Türkiye’ye fiziki olarak getirilmesi sırasında yapılan bildirime istinaden Gümrük İdaresinden alınan belgeler varlıkların Türkiye’ye getirilmiş olduğunun tevsikinde kullanılabilecektir.
Banka ve aracı kurumlar, kendilerine bildirilen varlıklara ilişkin olarak bildirim sahibinden bildirilen varlıkların değeri üzerinden;
09.2022 tarihine kadar yapılan bildirimler için %1,
10.2022 tarihi ila 31/12/2022 tarihi (bu tarih dahil) arasında yapılan bildirimler için %2,
03.2023 tarihine kadar (bu tarih dahil) yapılan bildirimler için %3
oranında peşin olarak tahsil edecekleri vergiyi, bildirimi izleyen ayın on beşinci günü akşamına kadar bağlı oldukları vergi dairesine yatıracaklardır.
Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlardaki hesaplara transfer edildiği veya yurt dışından getirilerek bu hesaplara yatırıldığı varlıkların yatırıldığı tarihten itibaren en az bir yıl süreyle bu hesaplarda tutulması halinde, bildirilen varlıkların değeri üzerinden madde kapsamında uygulanması gereken vergi oranı %0 olarak dikkate alınacaktır. Bu durumda, banka ve aracı kurumlar tarafından tahsil edilerek vergi sorumlusu sıfatıyla vergi dairesine ödenen vergiler, bildirim sahibinin düzeltme zamanaşımı süresi içinde vergi dairesine başvurusu üzerine ilgilisine nakden veya mahsuben iade edilecektir. Başvuru yapılacak vergi dairesi; kesintiyi yapan banka veya aracı kurum merkezinin bağlı bulunduğu vergi dairesidir. Banka ve aracı kurumlarda açılan hesaplara transfer edilen veya yatırılan varlıkların, banka ve aracı kurumlarda farklı mevduat, katılım ve yatırım gibi hesaplarda değerlendirilmesi iadeye ilişkin bir yıllık sürenin hesabını etkilemeyecektir.
TÜRKİYE’DE BULUNAN VARLIKLARA İLİŞKİN DÜZENLEMELER:
Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan, ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar, 31 Mart 2023 tarihine (bu tarih dâhil) kadar gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairelerine doğrudan beyan edilebileceği gibi elektronik ortamda da beyan yapılabilmektedir.
Gelir ve kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmayanların da Türkiye’de bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazları için beyanda bulunmak suretiyle madde hükmünden yararlanabilmeleri mümkündür. Bu kişilerin taşınmazlar dışındaki varlıklarını beyan tarihi itibarıyla banka veya aracı kurumlarda açılan hesaplara yatırmaları ve bu durumu tevsik edici belgelerle kanıtlamaları zorunludur. Mükellefiyeti bulunmayanlar için beyanda bulunulacak vergi dairesi, bunların yerleşim yerlerinin bağlı bulunduğu yer vergi daireleri olacaktır.
Şahıs şirketleri ile adi ortaklıklar adına da beyanda bulunulması mümkün bulunmakta olup, beyan edilen varlıklar dolayısıyla şahıs şirketleri ve adi ortaklıklar katma değer vergisi, ortaklar ise gelir veya kurumlar vergisi yönünden vergi incelemesi ve tarhiyat yapılmaması imkanından faydalanabilecektir.
Vergi dairelerine beyan edilen varlıkların değerleri üzerinden vergi dairelerince %3 oranında vergi tarh edilecektir. Bu şekilde hesaplanan vergi, tarhiyatın yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenecektir.
ŞİRKETİN KANUNİ TEMSİLCİLERİ, ORTAKLARI/VEKİLLERİ ADINA GÖRÜNEN VARLIKLARIN DURUMU:
(1) Şirketlerin kanuni temsilcileri, ortakları ya da şirket veya şirketin ortakları adına madde kapsamına giren varlıkları 05 Temmuz 2022 tarihinden önce yetkili kuruluşlarca düzenlenen bir vekalet veya temsil sözleşmesine istinaden değerlendirmeye yetkili olanların, bu tarih itibarıyla sahip oldukları ve yurt dışında bulunan varlıklarının, şirket adına bildirime konu edilerek Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka veya aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi ya da Türkiye’de bulunan ancak 05 Temmuz 2022 tarihi itibarıyla kanuni defter kayıtlarında yer almayan varlıklarının şirket adına beyan edilmek suretiyle madde hükümlerinden yararlanılabilmesi mümkündür.
(2) Şirket veya şirket ortaklarına ait olduğu halde şirketin kanuni temsilcileri, ortakları veya vekilleri dışındaki kişilerce tasarruf edilen varlıklar, söz konusu madde hükümleri çerçevesinde şirket adına bildirim veya beyana konu edilerek madde hükmünden yararlanılabilecektir.
Ayrıca, gerçek kişilere ait olduğu halde bu kişilerin ortağı veya kanuni temsilcisi oldukları yurt dışındaki şirketlerce tasarruf edilen varlıkların da ilgili gerçek kişiler adına bildirim veya beyana konu edilmesi halinde madde hükmünden yararlanılabilmesi mümkündür.
Ancak, bildirim veya beyan dışındaki nedenlerle yapılacak inceleme esnasında söz konusu varlıkların şirket veya şirket ortaklarına ya da gerçek kişilere ait olduğunun ispat edilmesi gerekmektedir.
VARLIKLARIN BİLDİRİMİNDE KULLANILACAK DEĞERLEME YÖNTEMLERİ:
Yurt dışında bulunan varlıkların banka veya aracı kurumlara bildirilmesinde ve yurt içinde bulunan varlıkların vergi dairelerine beyan edilmesinde, bildirildiği veya beyan edildiği tarih itibarıyla varlıklar, aşağıdaki değerleme ölçütleri ile değerlenecektir:
Türk lirası cinsinden para, itibari (nominal) değeriyle.
Altın, rayiç bedeliyle.
Taşınmazlar, rayiç bedeliyle.
Döviz, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuruyla.
Menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarından;
Pay senetleri, varsa borsa rayiciyle, borsa rayici yoksa rayiç bedeliyle, bu bedel tespit edilemiyorsa alış bedeliyle, alış bedeli de belli değilse itibari (nominal) değeriyle.
Tahvil, bono, eurobond gibi borçlanma araçları, varsa borsa rayiciyle, borsa rayici yoksa rayiç bedeliyle, bu bedel tespit edilemiyorsa alış bedeliyle, alış bedeli de belli değilse itibari (nominal) değeriyle.
Yatırım fonu katılma payları, ilgili piyasasında belirlenmiş kapanış fiyatıyla.
Vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri gibi türev araçlar, varsa borsa rayiciyle, borsa rayici yoksa rayiç bedeliyle, bu bedel tespit edilemiyorsa alış bedeliyle, alış bedeli de belli değilse itibari (nominal) değeriyle.
VARLIKLARIN KANUNİ DEFTERLERE İNTİKAL ETTİRİLMESİ:
Yurt dışında bulunan varlıkların; şirket adına bildirilmesi durumunda ilgili şirket, şahıslar adına bildirilmesi halinde bu şahısların kendileri, şirket adına bildirime konu edilen varlıkların, şirketin kanuni defter kayıtlarına intikal ettirilmesi gerekmektedir. Serbest meslek kazanç defteri ile işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler, bildirimde veya beyanda bulundukları söz konusu kıymetleri defterlerinde ayrıca göstereceklerdir.
Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, madde hükmü uyarınca bildirime veya beyana konu ettikleri ve yasal defterlerine kaydettikleri kıymetleri için pasifte özel fon hesabı açacaklardır. Söz konusu hesap sermayenin cüz’ü addolunacak, bildirim veya beyan tarihinden itibaren iki yıl geçmedikçe işletmeden çekilemeyecek ve sermayeye ilave dışında başka bir amaçla kullanılamayacaktır. Diğer taraftan işletmenin tasfiye edilmesi halinde bu tutarlar vergilendirilmeyecektir. Devir ve bölünme hallerinde de vergilendirilme söz konusu olmayacaktır.
Kanuni defterlere kaydedilen varlıklar, dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaksızın işletmelerine dâhil edilecek ve bildirim veya beyan tarihinden itibaren iki yıl geçmesi koşuluyla vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmelerinden çekilebilecektir.
Varlıkların beyana konu edilerek işletme kayıtlarına alınacak taşınmazların işletmeye devrine ilişkin tapuda yapılacak işlemlerden tapu harcı alınmayacaktır. Ayrıca bu taşınmazların işletmeye devrinde değer artışı kazancı hükümleri de uygulanmayacaktır.
GELİR-GİDER VE AMORTİSMAN UYGULAMASI:
Bildirim veya beyan konusu yapılarak kanuni defter kayıtlarına intikal ettirilen varlıklar hakkında amortismanlara ilişkin hükümler uygulanmayacaktır. Kayıtlara alınan bu varlıkların daha sonra elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gelirin veya kurum kazancının tespitinde gider veya indirim olarak kabul edilmeyecektir.
Söz konusu varlıkların elde tutulması ve elden çıkarılmasından doğan kazanç ve iratlar ise genel esaslar çerçevesinde gelirin veya kurum kazancının tespitinde dikkate alınacaktır. Bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle ödenen vergiler, hiçbir suretle gider yazılamayacak ve başka bir vergiden mahsup edilemeyecektir.
Bazı Varlıkların Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Genel Tebliğ (Seri No:1) tebliğin Resmî Gazete metni için tıklayınız.
Saygılarımızla…
BOYLAM DENETİM DANIŞMANLIK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.
(*) Sirkülerlerimizde yer alan açıklamalar bilgilendirme amaçlı olup, tereddütlü konularla ilgili gerekli araştırmalar yapılmadan ya da tarafımızdan veya başka bir uzmandan görüş alınmadan yapılacak işlemler sonucunda doğacak zararlardan müşavirliğimiz sorumlu olmayacaktır.
NO: 2022 / 40 21.07.2022
Konu: 2022/2. Geçici Vergide Uygulanacak Yeniden Değerleme Oranı %61,12
açıklandı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) tarafından 19/07/2022 tarih ve
KVK-60/2022-2/Yatırım İndirimi–46 sayısı ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu Sirküleri /60 yayınlandı.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin (B) fıkrasına istinaden yıllık olarak hesaplanan ve Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından ilan edilen 2022 yılı ikinci geçici vergi döneminde uygulanacak yeniden değerleme oranı %61,12 (yüzde altmış bir virgül oniki) olarak belirlendi.
Saygılarımızla…
BOYLAM DENETİM DANIŞMANLIK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.
NO: 2022 / 39 05.07.2022
Konu: 7417 Sayılı Torba Kanunla Bazı Vergi Düzenlemelerinde Değişiklikler.
7417 sayılı Devlet Memurları Kanunu İle Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 05.07.2022 tarih ve 31887 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlandı.Kanun İle Yapılan Düzenlemeler:
Nakit sermaye artışında faiz indiriminde uygulama süresi sınırlandırıldı,
Varlık barışı süre uzatılması ve yeni düzenlemesi yapıldı,
Gerçek faydalanıcı bilgisinin temin edilmesine yönelik Hazine ve Maliye Bakanlığına özel yetki verilmiş,
Vergi Usul Kanunu’nu kapsamındaki bazı özel usulsüzlük cezaları artırılmış,
Sigorta şirketleri tarafından kefalet sigortası kapsamında düzenlenen kefalet senetlerinin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uygulamalarında teminat olarak kabul edilebilmesi öngörülmüş,
Türk Ticaret Kanunu’nda yapılan değişiklikle, defter ve belgelerin zayi olmasında dava açma süresi 30 güne çıkartılmıştır.
değişikliler aşağıda özetlenmiştir.
Nakit Sermaye Artırımında Faiz İndirimine Sınırlama:
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde yapılan değişiklikle, nakit sermaye artırımında faiz indiriminden süresiz yararlanma hakkı, sermaye artırımına ilişkin kararın veya ilk kuruluş aşamasında ana sözleşmenin tescil edildiği hesap dönemi ile bu dönemi izleyen dört hesap dönemiyle sınırlandırılmıştır.
İndirimden yararlanma hakkının olduğu süre içinde kazanılan indirim tutarlarından, kazancın yetersizliği nedeniyle ilgili dönemlerde indirim konusu yapılamayan tutarlar, beş yıllık süre dolduktan sonra da indirime konu edilebilecektir.
Diğer taraftan, bu süre zarfında, kazanılan indirim tutarlarından, kazancın yetersizliği nedeniyle ilgili dönemlerde indirim konusu yapılamayan tutarlar, beş yıllık süre dolduktan sonra da indirime konu edilebilecek olup bu kapsamda bir sınırlamaya gidilmemektedir.
Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 15. maddenin 13. fıkrasıyla, daha önce sermaye artırımı yapmış ve indirimden yararlanmaya başlamış olan mükelleflerin, geçmiş dönemlerde indirimden faydalandıkları dönem sayısına bakılmaksızın, 2022 dönemi dahil beş hesap dönemi daha indirimden faydalanmaya devam etmeleri hükme bağlanmıştır.
Vergi Usul Kanunu’nda Yapılan Düzenlemeler:
Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 257. maddesinde yapılan düzenlemeyle, tüzel kişiler ve tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin gerçek faydalanıcı bilgisinin temin edilmesine yönelik Hazine ve Maliye Bakanlığına özel bir yetki verilerek getirilen yükümlülüklere uymayanlara mevcut cezalardan farklı ceza uygulanabilmesine olanak sağlanmış,
Özel usulsüzlük cezalarının düzenlendiği 353. maddesinde yer alan fatura ve benzeri evrak verilmemesi ve alınmamasına ilişkin cezalar iki katına çıkartılmış. Fatura ve benzeri evrakların düzenlenmemesi, kullanılmaması veya bulundurulmamasıyla ilgili ceza 500 liradan 1.000 liraya, her bir belge nev’ine ilişkin olarak her bir tespit için kesilecek ceza 25.000 liradan 50.000 liraya, her bir belge nev’ine ilişkin bir takvim yılında kesilecek azami toplam ceza tutarı 250.000 liradan 500.000 liraya çıkartılmıştır.
Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 257. maddesinin birinci fıkrasının (7) ve (9) numaralı bentlerinde yer alan zorunluluklara uymayanlar hakkında uygulanan özel usulsüzlük cezaları artırılmıştır.
Varlık Barışı İle İlgili Düzenlemeler:
Gerçek veya tüzel kişilerce, yurt dışında bulunan; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları 31 Mart 2023 tarihine kadar banka veya aracı kurumlara bildirecektir.
Söz konusu varlıklar, yurt dışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan ve bu düzenlemenin yürürlük tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan kredilerin en geç 31 Mart 2023 tarihine kadar kapatılmasında kullanılabilecek Defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla, borcun ödenmesinde kullanılan varlıklar için Türkiye’ye getirilme şartı aranmaksızın düzenleme kapsamındaki hükümlerden yararlanacaklar.
Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar, 31 Mart 2023 tarihine kadar vergi dairelerine beyan edilecek.
Bildirilen veya beyan edilen varlıklar Vergi Usul Kanunu uyarınca defter tutan mükellefler tarafından bildirim veya beyan tarihi itibarıyla kanuni defterlere kaydedilecek.
Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, bu madde hükümleri uyarınca kanuni defterlerine kaydettikleri kıymetler için pasifte özel fon hesabı açacaklar. Bu fon hesabı bildirim veya beyan tarihinden itibaren iki yıl geçmedikçe işletmeden çekilemeyecek, sermayeye ilave dışında başka bir amaçla kullanılamayacak, işletmenin tasfiye edilmesi halinde ise vergilendirilmeyecek.
Serbest meslek kazanç defteri ile işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler, söz konusu kıymetleri defterlerinde ayrıca gösterecekler. Bu varlıklar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmayacak ve bildirim veya beyan tarihinden itibaren iki yıl geçmesi koşuluyla vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilecek.
Banka ve aracı kurumlar, kendilerine bildirilen varlıklara ilişkin olarak bildirim sahibinden bildirilen varlıkların değeri üzerinden 30 Eylül 2022 tarihine kadar yapılan bildirimler için %1, 1 Ekim – 31 Aralık 2022 tarihi arasında yapılan bildirimler için %2, 31 Mart 2023 tarihine kadar yapılan bildirimler için %3 oranında peşin olarak tahsil ettikleri vergiyi, bildirimi izleyen ayın on beşinci günü akşamına kadar vergi sorumlusu sıfatıyla bir beyanname ile bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan ederek aynı sürede ödeyecekler.
Vergi oranı; bildirilen varlıkların, Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılan hesaplara transfer edildiği veya yurt dışından getirilerek bu hesaplara yatırıldığı tarihten itibaren en az bir yıl süreyle tutulması halinde vergi uygulanmayacak. Bu takdirde, banka ve aracı kurumlar tarafından bildirim esnasında tahsil edilerek vergi dairesine ödenen vergi, bildirim sahibinin ilgili vergi dairesine başvurusu üzerine iade edilecek.
Vergi dairelerine beyan edilen varlıkların değeri üzerinden %3 oranında vergi tarh edilecek ve bu vergi, tarhiyatın yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenecek. Bu ödenen vergi, hiçbir suretle gider yazılamayacak ve başka bir vergiden mahsup edilemeyecek.
Bildirim ve beyana konu edilen varlıklarla ilgili olarak Vergi Usul Kanunun amortismanlara ilişkin hükümleri uygulanmayacak. Bu varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul edilmeyecek.
Bildirilen veya beyan edilen varlıklara isabet eden tutarlara ilişkin hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacak.
Kefalet Senetlerinin Teminat Olarak Kabul Edilebilmesi:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun “Teminat ve değerlenmesi” başlıklı 10. maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yapılan değişiklikle, sigorta şirketleri tarafından kefalet sigortası kapsamında düzenlenen kefalet senetlerinin 6183 sayılı Kanun uygulamalarında teminat olarak kabul edilebilmesi düzenlenmektedir.
6183 sayılı Kanunun 10. maddesinde yapılan değişikliğe uygun olarak menkul mal satışlarına iştirak edeceklerin vermeleri gereken teminatın türüne yönelik hükümlerin düzenlendiği “Satış şekli, artırma ve ilan” başlıklı 85. maddesinde para yerine teminat mektubu alınabilmesi hükmü revize edilerek Türkiye’de yerleşik sigorta şirketleri tarafından kefalet sigortası kapsamında düzenlenen kefalet senetlerinin de teminat olarak alınabilmesine imkân sağlanmıştır.
Defter ve Belgelerin Zayii Olması Durumunda Dava Açabilme Süresinin Uzatılması:
Tacirler saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerin yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle zayii olması durumunda zıyaı öğrenme anından itibaren 15 gün içinde dava açabilmektedirler.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 82. maddesinin 7. fıkrasının 1. cümlesinde yer alan “onbeş” ibaresinin “otuz” şeklinde değiştirilerek, tacirlere saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerin yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle zayii olması durumunda zıyaı öğrenme anından itibaren 30 gün içinde dava açabilmelerine süre tanınmıştır.
7417 Sayılı Kanunu’nun Resmî Gazete metni için tıklayınız.
Saygılarımızla…BOYLAM DENETİM DANIŞMANLIK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.
(*) Sirkülerlerimizde yer alan açıklamalar bilgilendirme amaçlı olup, tereddütlü konularla ilgili gerekli araştırmalar yapılmadan ya da tarafımızdan veya başka bir uzmandan görüş alınmadan yapılacak işlemler sonucunda doğacak zararlardan müşavirliğimiz sorumlu olmayacaktır.
01 Temmuz 2022 Tarihinden İtibaren Uygulanacak Asgari Ücret
Konu: 01 Temmuz 2022 Tarihinden İtibaren Uygulanacak Asgari Ücret
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan Asgari Ücret Tespit Komisyonu (Karar No: 2022/1) Kararı 01.07.2022 Tarihli 31883 (Mükerrer) Sayılı Resmi Gazete’de yayınlandı.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu Kararı uyarınca işçinin bir günlük normal çalışma karşılığı asgari ücretinin; 01/07/2022- 31/12/2022 tarihleri arasında 215,70 TL olarak tespit edilmiştir. Asgari ücret net asgari ücret 5.500,35 TL olarak 1 Temmuz 2022 tarihinden itibaren uygulanacaktır.
Asgari ücrete ilişkin hesaplama tablosu 01/07/2022- 31/12/2022 tarihleri arasında aşağıda yer almaktadır:
Brüt Asgari Ücret | 6.471,00 |
Sigorta Primi (%14) | 905,94 |
İşsizlik Sigorta Primi (%1) | 64,71 |
Kesintiler Toplamı | 970,65 |
Net Asgari Ücret | 5.500,35 |
Sosyal Sigortalar Kurumu ve işsizlik sigortası primi dahil olmak üzere işverene toplam maliyet sigorta işveren payında %5 indirim hakkı olması halinde 7.603,43.-TL ve indirim hakkı olmaması halinde ise 7.926,98.-TL olacaktır.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu Kararı Resmî Gazete metni için tıklayınız.
Saygılarımızla.
BOYLAM DENETİM DANIŞMANLIKVE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.
(*) Sirkülerlerimizde yer alan açıklamalar bilgilendirme amaçlı olup, tereddütlü konularla ilgili gerekli araştırmalar yapılmadan ya da tarafımızdan veya başka bir uzmandan görüş alınmadan yapılacak işlemler sonucunda doğacak zararlardan müşavirliğimiz sorumlu olmayacaktır.
NO: 2022 / 37 29.06.2022
Konu: Kredi Kullanımına ilişkin BDDK Kararı
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan 24.06.2022 Tarih ve 10250 Sayılı Kararı yayınlandı. Ayrıca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun yayınladığı kararın ayrıntısını 26.06.2022 tarihinde Basın Açıklaması yayınladı.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Kararı ile;
Bankalar ve finansal kuruluşlar dışında bağımsız denetime tabi olan şirketlerin kredi başvurusu yaptıkları tarih itibariyle yabancı para nakdi varlıkların (altın dahil, efektif döviz ile bankalardaki yabancı para mevduat) Türk Lirası karşılığının 15 milyon TL’nin üzerinde olması halinde yabancı nakdi varlıklarının en güncel finansal tablolarına göre aktif toplamından veya son 1 yıllık net satış hasılatından büyük olanının yüzde 10’unu aşması durumunda, söz konusu Şirketlere TL cinsinden yeni bir nakdi ticari kredi kullandırılmamasına karar verilmiştir.
BDDK tarafından 26.06.2022 tarihli yapılan duyuruda ise söz konusu Kararın uygulanmasına ilişkin yaşanabilecek tereddütlerin giderilmesi bakımından aşağıdaki açıklamalar yapılmıştır:
660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve ilgili düzenlemeler uyarınca bağımsız denetime tabi bir şirket olması,
Şirketin yabancı para nakdi varlıklarının (altın dahil, efektif döviz ile bankalardaki yabancı para mevduatın) TL karşılığının 15 milyon TL’nin üzerinde olması,
Şirketin yabancı nakdi varlıkların TL karşılığının; aktif toplamından veya son 1 yıllık net satış hasılatından büyük olanının yüzde 10’unu aşması.
Herhangi bir şirketin bu Karar kapsamına girebilmesi yukarıdaki her 3 şartın birden sağlanması gerekmektedir.
şartın sağlanmaması halinde, yani bir şirketin ilgili mevzuat uyarınca bağımsız denetime tabi bir şirket statüsünde olmaması durumunda söz konusu şirket bu Karar kapsamına girmeyecektir.
şart sağlanmasına rağmen, 2.şartın sağlanmaması halinde de, yani bir şirketin yabancı para nakdi varlıklarının TL karşılığının 15 milyon TL’yi geçmemesi durumunda da kredi kullandırılmasına ilişkin herhangi bir kısıtlama olmayacaktır.
ve 2. şart sağlanmasına rağmen, şirketin yabancı para nakdi varlıklarının TL karşılığının, şirketin aktif toplamının ya da son 1 yıllık satış hasılatının (büyük olan baz alınacaktır) yüzde 10’unu aşmaması halinde de kredi kullandırılmasına ilişkin herhangi bir kısıtlama olmayacaktır.
BDDK’nın karar kapsamına gerçek kişiler ile gerçek kişi şirket ortakları da girmemektedir.
Duyuruda kredilerin kapsamı, en güncel finansal tablo, ticari kredilerin kapsamı gibi hususlarda açıklamalar yapılmıştır.
24.06.2022 Tarih / 10250 Sayılı Kararı metni için tıklayınız.
26.06.2022 Tarih / Basın Açıklanması metni için tıklayınız.
Saygılarımızla…
BOYLAM DENETİM DANIŞMANLIK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.
(*) Sirkülerlerimizde yer alan açıklamalar bilgilendirme amaçlı olup, tereddütlü konularla ilgili gerekli araştırmalar yapılmadan ya da tarafımızdan veya başka bir uzmandan görüş alınmadan yapılacak işlemler sonucunda doğacak zararlardan müşavirliğimiz sorumlu olmayacaktır.
NO: 2022 / 36 24.06.2022
Konu: İsteğe Bağlı Tam Tevkifat Uygulaması – KDV Sirküleri/69
Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından İsteğe Bağlı Tam Tevkifat Uygulaması ile ilgili 22.06.2022 tarih ve KDV-69/2022-1 sayılı yazısı ile Katma Değer Vergisi Sirküleri/69 yayınlandı.
Sirkülerde İsteğe bağlı tam tevkifat uygulaması kapsamında alıcı mükelleflerin satıcı mükellefler ile düzenledikleri sözleşmelerin ve sözleşme düzenlenen satıcı mükellef bilgilerinin internet vergi dairesi üzerinden verilmesine ilişkin açıklamalar yer almaktadır.
Alıcı mükelleflerin, isteğe bağlı tam tevkifat uygulaması kapsamında düzenledikleri sözleşmelerin bir örneği ile bu kapsamda işlem yapacak satıcı mükelleflerin bilgilerini (adı soyadı/unvanı, vergi dairesi, vergi kimlik numarası, sözleşme uygulama dönemi), işleme ilişkin KDV beyannamesinin verilmesinden önce liste halinde bağlı oldukları vergi dairesine vermeleri ve sözleşmelerin feshedilmesi, tadili vb. durumları da yine işleme ilişkin KDV beyannamesinin verilmesinden önce bağlı oldukları vergi dairesine bildirmeleri gerektiği 41 Seri Nolu Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile bildirilmiştir.
Katma Değer Vergisi 69 nolu Sirkülerde;
İsteğe bağlı tam tevkifat sözleşmelerin ve bilgilerin verilmesine ilişkin işlemlerin İnternet Vergi Dairesindeki “Beyanname İşlemleri” bölümünde yer alan “İsteğe Bağlı Tam Tevkifat Sözleşmeleri Bilgi Girişi” menüsüne girilerek yapılması,
Sözleşme listelerinin ve/veya eklerinin (sözleşmelerin feshedilmesi, tadili vb. durumlar dâhil) teknik arızalar nedeniyle elektronik ortamda gönderilmesinin mümkün olmaması halinde, Tebliğ ile belirlenmiş sürenin son gününe kadar bağlı bulunulan vergi dairesine posta yoluyla taahhütlü olarak gönderilmesi veya elden verilmesi gerektiği,
açıklanmıştır.
Saygılarımızla…
BOYLAM DENETİM DANIŞMANLIK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.
(*) Sirkülerlerimizde yer alan açıklamalar bilgilendirme amaçlı olup, tereddütlü konularla ilgili gerekli araştırmalar yapılmadan ya da tarafımızdan veya başka bir uzmandan görüş alınmadan yapılacak işlemler sonucunda doğacak zararlardan müşavirliğimiz sorumlu olmayacaktır.
NO: 2022 / 35 11.06.2022
Konu: Konut Kira Sözleşmeleri Kira Artış Oranları 01.07.2023 Tarihine Kadar
Kira Artışı %25 ‘İ Geçmeyecek.
7409 Sayılı Avukatlık Kanunu İle Türk Borçlar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 11.06.2022 tarih ve 31863 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlandı.
Konut kiraları bakımından 11/06/2022 tarihi ile 01/07/2023 (bu tarih dâhil) tarihleri arasında yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin anlaşmalar, bir önceki kira yılına ait kira bedelinin %25’ini geçmemek koşuluyla geçerlidir.
Bir önceki kira yılının tüketici fiyat endeksindeki 12 aylık ortalamalara göre değişim oranının %25’in altında kalması halinde değişim oranı geçerlidir.
Bu kural, bir yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde de uygulanır.
Bu oranları geçecek şekilde yapılan sözleşmeler, fazla miktar yönünden geçersizdir. Bu hükümler, 344. maddenin 2. fıkrası uyarınca hâkim tarafından verilecek kararlar bakımından da uygulanır.
Ayrıca 136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 16. maddesine “Avukatlık stajına fiilen engel olmamak şartıyla herhangi bir işte sigortalı olarak çalışılması avukatlık stajının yapılmasına engel değildir. Adli ve idari yargı hâkim ve savcı adayları ile hâkim ve savcılar hariç olmak üzere, kamu kurum ve kuruluşlarının kadro veya pozisyonlarında görev yapanlar da görevleri sırasında avukatlık stajı yapabilir. İlgili birimlerce stajın yapılması konusunda gereken kolaylık sağlanır. Bu fıkraya ilişkin usul ve esaslar Adalet Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikte düzenlenir.” fıkrası eklenmiştir.
Tebliğin yayınlanma tarihi olan (11.06.2022) tarihinde yürürlüğe girer.
7409 Sayılı Kanunu’nun Resmî Gazete metni için tıklayınız.
Saygılarımızla…
BOYLAM DENETİM DANIŞMANLIK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.
(*) Sirkülerlerimizde yer alan açıklamalar bilgilendirme amaçlı olup, tereddütlü konularla ilgili gerekli araştırmalar yapılmadan ya da tarafımızdan veya başka bir uzmandan görüş alınmadan yapılacak işlemler sonucunda doğacak zararlardan müşavirliğimiz sorumlu olmayacaktır.
NO: 2022 / 33 30.05.2022
Konu: Türk Lirasını Koruma Kapsamında Kurumlar Vergisi İstisnası
7407 Sayılı Bankacılık Kanunu İle Bazı Kanunlarda Ve 655 Sayılı Kanun Hükümde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 28.05.2022 tarih ve 31849 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlandı.
Kanun Kapsamında Kurumlar Vergisi İstisnası:
7407 sayılı Kanunun 12. Maddesiyle: “(4) Kurumların 31/03/2022 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralarını 2022 yılı sonuna kadar Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm kuru üzerinden Türk lirasına çevirmeleri ve bu suretle elde edilen Türk lirası varlığı en az üç ay vadeli Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda söz konusu hesapların dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dâhil olmak üzere vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları ile diğer kazançlar kurumlar vergisinden müstesnadır.
Cumhurbaşkanı istisnayı 30/06/2022 ve/veya 30/09/2022 tarihli bilançolarda yer alan yabancı paralar itibarıyla da uygulatmaya yetkilidir.”
Kurumlar Vergisi İstisna düzenlemesi ile aşağıdaki hususlar söz konusudur:
31/03/2022 tarihi bilançolardaki yabancı paraların 31/12/2022 tarihine kadar Türk Lirasına çevrilmesi gerekmektedir.
Çevrilen Türk lirası varlığın en az 3 ay vadeli TL mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Yukarıdaki şartların sağlanması halinde değerlemeden kaynaklanan kur farklarıyla birlikte elde edilecek faiz ve kar payları ile diğer kazançlar kurumlar vergisinden istisna olacaktır.
Sağlanan kurumlar vergisi istisnalarının 2022 yılı sonuna kadar vade sonunda yenilenen hesaplara da uygulanacaktır.
Cumhurbaşkanı istisnayı 30/06/2022 ve/veya 30/09/2022 tarihli bilançolarda yer alan yabancı paralar itibarıyla da uygulatmaya yetkilidir.
7407 Sayılı Kanunu’nun Resmî Gazete metni için tıklayınız.
Saygılarımızla…
BOYLAM DENETİM DANIŞMANLIKVE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.
(*) Sirkülerlerimizde yer alan açıklamalar bilgilendirme amaçlı olup, tereddütlü konularla ilgili gerekli araştırmalar yapılmadan ya da tarafımızdan veya başka bir uzmandan görüş alınmadan yapılacak işlemler sonucunda doğacak zararlardan müşavirliğimiz sorumlu olmayacaktır.
NO: 2022 / 32 30.05.2022
Konu: Katma Değer Vergisi Uygulaması Genel Tebliğinde Yapılan Değişikler.
Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) tarafından Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair (Seri No:42) Tebliği 28.05.2022 tarih ve 31849 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlandı.
KDV Uygulamasında Yapılan Değişiklikler İçeren Düzenlemeler:
Ulusal Güvenlik Kuruluşlarına Sorumluluk Yüklenmesi
Bilindiği üzere 3065 sayılı Kanunun 13/f maddesi uyarınca ulusal güvenlik kuruluşlarına yapılan teslimlerde KDV istisnası uygulanmaktadır.
KDV Uygulamaları Genel Tebliğin (II/B-7.6.) bölümüne aşağıdaki paragraf eklendi.
“Ulusal güvenlik kuruluşlarının verdiği istisna belgesi ve onayladığı listede yer alan mal ve hizmetlerin istisna şartlarını taşımadığının tespiti halinde, ziyaa uğratılan vergi ile buna bağlı ceza, faiz ve zamlardan ulusal güvenlik kuruluşları sorumludur.” metni eklenerek Ulusal Güvenlik kuruluşlarının istisna şartlarını taşımamaları halinde sorumlu olduğuna dair düzenleme yapılmıştır.
Yabancılara Konut ve İşyeri satışlarının 3 Yıl İçinde alıcı tarafından satışı halinde KDV İstisnasının İhlal Edilmesi
3065 sayılı Kanunun 13/i maddesi uyarınca konut veya iş yeri olarak inşa edilen binaların ilk tesliminde uygulanmak ve bedeli döviz olarak Türkiye’ye getirilmek kaydıyla yurtdışı yerleşiklere satışında KDV istisnası mevcuttur.
Yapılan düzenleme uyarınca satılan konut veya işyerlerinin 3 yıl içerisinde elden çıkarılması halinde zamanında tahsil edilmeyen KDV’nin, 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48. maddesine göre hesaplanan tecil faiziyle birlikte tapu işleminden önce ödenmesi gerekecektir.
İmalat Sanayii ile Turizme Yönelik Yatırım Teşvik Belgesi Kapsamındaki İnşaat İşlerinde KDV İstisnası
KDV Kanunu’nun 7394 sayılı Kanunla değişikliğinin geçici 37. maddesinde, “İmalat sanayii ile turizme yönelik yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere belge kapsamındaki inşaat işlerine ilişkin mal teslimleri ve hizmet ifaları 31/12/2025 tarihine kadar katma değer vergisinden müstesnadır.
Teşvik belgesine konu yatırımın tamamlanmaması halinde, zamanında alınmayan vergiler, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte yatırım teşvik belgesi sahibi alıcıdan tahsil edilir. Bu vergiler ve cezalarda zamanaşımı, verginin tarhını veya cezanın kesilmesini gerektiren durumun meydana geldiği tarihi takip eden takvim yılı başından başlar.
Bu kapsamda yapılan mal teslimleri ve hizmet ifaları nedeniyle yüklenilen vergiler, vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan vergiden indirilir. İndirim yoluyla telafi edilemeyen vergiler, bu Kanunun 32. maddesi hükmü uyarınca istisna kapsamında işlem yapan mükellefin talebi üzerine iade edilir.
Cumhurbaşkanı, birinci fıkrada yer alan süreyi üç yıla kadar uzatmaya; Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.” hükmü yer almakta olup, söz konusu hükmün yürürlük tarihi 01/05/2022 olarak düzenlenmiştir.” İbaresi eklenmiştir.
İstisnadan yararlanacak mükelleflerin, imalat sanayii ile turizme yönelik düzenlenmiş bir yatırım teşvik belgesine sahip olması gerekmekte olup, bu belgenin Kanunun yürürlük tarihinden önce düzenlenmiş olması istisna uygulanmasına engel değildir.
İnşaat işlerinin yatırım teşvik belgesinde öngörülen yatırıma ilişkin olması, 31/12/2025 tarihini aşmamak kaydıyla yatırım teşvik belgesinde öngörülen süre içinde yapılmış olması ve istisna uygulanacak harcama tutarının inşaat işlerine yönelik yatırım teşvik belgesinde yer alan yatırım tutarını aşmaması gerekmektedir. İstisna, münhasıran söz konusu yatırımlar kapsamındaki inşaat taahhüt işi, nakliye, hafriyat ve benzeri inşa işlerine ilişkindir. Yatırımı yapanların söz konusu inşaat işlerinde kullanılan mal alımları da bu kapsamda değerlendirilir. Dolayısıyla söz konusu istisna inşaat işlerine ilişkin olmak koşuluyla hem hizmet hem de mal alımlarını kapsar.
Yatırımlar kapsamındaki inşaat işlerine ilişkin alınan makine, araç-gereç ve tefrişatın (yatırım teşvik belgesinde yer alsa dahi) bu istisna kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Yatırım teşvik belgesi sahibi mükellefler; İstisnadan yararlanmak için KDV yönünden bağlı oldukları vergi dairesine istisna belgesi almaları gerekmektedir. Mükelleflerin vergi dairesinden alınan istisna belgesinin alıcı tarafından onaylanmış bir örneği satıcılara verilerek KDV istisnası uygulanır. İstisna kapsamındaki malların ithalat yoluyla temin edilmesi halinde söz konusu belge, ilgili gümrük müdürlüklerine ibraz edilecektir.
Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair (Seri No:42) Tebliği’nin Resmi Gazete metni için tıklayınız.
Saygılarımızla…
BOYLAM DENETİM DANIŞMANLIK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.
NO: 2022 / 31 27.05.2022
Konu: Basit Usulde Tespit Olunan Kazançlarda Gelir Vergisi İstisnası Tebliği
Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) tarafından 320 Seri Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği 26.05.2022 tarih ve 31847 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlandı.
Basit Usule Tabi Olma Şartlarına İlişkin Genel Esaslar:
Kendi işinde bilfiil çalışan veya bulunan, Gelir Vergisi Kanunu’nun 47. maddesinde belirtilen kira tutarını (2021 takvim yılı için büyükşehir belediye sınırları içinde kalan yerler için 12.000 TL, diğer yerler için 7.600 TL, 2022 takvim yılı için büyükşehir belediye sınırları içinde kalan yerler için 16.000 TL, diğer yerler için 10.000 TL) aşmayan ve 48. maddesinde yer alan alış-satış ve/veya hasılat sınırı altında kalan küçük esnaf ve sanatkarların kazançları basit usulde tespit edilmektedir.
Basit usule tabi mükelleflerin, sahibi veya işleticisi sıfatıyla birden fazla motorlu araçla veya birden fazla işyerinde ticari faaliyette bulunmaları, Gelir Vergisi Kanunu’nun 47/1.nci maddesinde yer alan “kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak” şartının ihlali sayılacaktır. Dolayısıyla bu şekilde faaliyette bulunan mükellefler basit usulden faydalanamayacaktır.
Basit usule tabi olan mükelleflerin, başka bir iş yerinde ücretli olarak çalışmaları, kendi işinde bilfiil çalışma veya bulunma şartının ihlali olarak kabul edilmekte ve bu mükelleflerin basit usulden faydalanmaları mümkün bulunmamaktadır. Ancak, işin başında bilfiil çalışmak veya bulunmak kaydıyla, basit usulde faaliyette bulunulmadığı zamanlarda ücretli olarak çalışılması (kısmi süreli çalışma veya mevsimlik işçi olarak çalışma gibi), işin başında bilfiil çalışma veya bulunma şartının ihlali sayılmayacaktır. Başka bir işyerinde ücretli olarak çalışan basit usule tabi mükelleflerin kendi işlerinde bilfiil çalışıp çalışmadıkları veya işlerinin başında bulunup bulunmadıkları hususu vergi dairelerince yoklama ile tespit edilecek ve mükellefiyet durumları bu tespite göre değerlendirilecektir.
Basit usule tabi mükelleflerin, aynı faaliyetlerini internet ve benzeri elektronik ortamlarda da sürdürmesi basit usulün şartlarını ihlal sayılmayacaktır. Basit usule tabi olan mükellefin sürdürdüğü faaliyetinin dışında, internetten ve benzeri elektronik ortamlardan da başka bir faaliyette bulunması (GVK mükerrer 20/B maddesinde belirtilen faaliyetlerde bulunanlar hariç) durumunda, birden fazla alanda faaliyette bulunulmuş olunacağından, söz konusu mükelleflerin basit usulden yararlanması mümkün bulunmamaktadır.
Basit Usulde Tespit Olunan Kazançlarda Gelir Vergisi İstisnası:
Basit usule tabi mükelleflerin Gelir Vergisi Kanunu’nun 46. maddesine göre tespit edilen ticari kazançları gelir vergisinden istisna edilmiştir. Basit usulde kazanç istisnasından yararlanacak olan mükellefler, istisna kapsamındaki bu kazançlar için yıllık beyanname vermeyecek ve diğer gelirleri dolayısıyla beyanname vermeleri halinde de bu kazançlarını beyannameye dahil etmeyeceklerdir.
Basit usulde kazanç istisnası, 01/01/2021 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere yürürlüğe girdiğinden, basit usule tabi mükelleflerin 2021 yılında elde ettiği ticari kazançları da bu istisna kapsamındadır.
Ticari kazancı basit usulde tespit edilmekte iken, Gelir Vergisi Kanunu’nun 47. ve 48. maddelerinde yer alan şartları kaybeden mükelleflerin ticari kazançları, izleyen takvim yılı başından itibaren gerçek usulde vergilendirileceğinden, bu mükellefler şartların kaybedildiği yıl için de söz konusu istisnadan yararlanabileceklerdir. Takvim yılı içinde basit usulden gerçek usule geçen mükellefler, gerçek usule geçtikleri tarihe kadar elde ettikleri kazançları için istisnadan yararlanacak, bu tarihten itibaren ise söz konusu istisnadan yararlanamayacaklardır.
Gerçek usulde vergilendirilmekteyken izleyen takvim yılının başında basit usule geçen mükellefler, basit usule geçtikleri tarihten itibaren kazanç istisnasından yararlanabileceklerdir. Gelir Vergisi Kanunu’nun 94/1-10. Maddesi uyarınca şans oyunlarının oynatılmasına aracılık edenlere yapılan ödemelerden %15 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılmakta olup bu kapsamda iş yapanlardan basit usule tabi olanlara yapılan ödemeler üzerinden söz konusu vergi tevkifatı yapılmayacaktır.
Basit usule tabi mükelleflerin ticari kazançları gelir vergisinden istisna edildiğinden ve bu kazançları beyan edilmeyeceğinden basit usule tabi mükelleflerin genç girişimcilerde kazanç istisnasından yararlanmaları söz konusu olmayacaktır.
Basit usule ilişkin gelir vergisi istisnası getirilmiş olmakla birlikte belge düzeni ve kayıtların tutulması uygulaması ve mükellefiyeti ile ilgili diğer ödevlerin yerine getirilmesi hususlarında herhangi bir değişiklik yapılmamıştır.
Basit usule tabi mükellefler; kayıtlarının tutulması, belge düzeni ve mükellefiyetleri ile ilgili diğer yükümlülüklerini, mevcut mevzuat hükümleri kapsamında yerine getirmeye devam edeceklerdir. Basit usule tabi mükelleflerin vergi levhası alma zorunlulukları yoktur.
Basit usule tabi mükellefler, fatura, perakende satış vesikaları ve diğer belgeleri düzenlemek ve kullanmak zorundadırlar. Basit usule tabi mükellefler “Aracılık ve Sorumluluk Sözleşmesi” düzenledikleri meslek odaları veya meslek mensupları aracılığıyla “Defter-Beyan Sistemi” üzerinden kayıtlarının tutulmasına devam edileceklerdir.
320 Seri Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nin Resmi Gazete metni için tıklayınız.
Saygılarımızla…
BOYLAM DENETİM DANIŞMANLIK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.
(*) Sirkülerlerimizde yer alan açıklamalar bilgilendirme amaçlı olup, tereddütlü konularla ilgili gerekli araştırmalar yapılmadan ya da tarafımızdan veya başka bir uzmandan görüş alınmadan yapılacak işlemler sonucunda doğacak zararlardan müşavirliğimiz sorumlu olmayacaktır.
İhracat Yapan ve Sanayi Sicil Belgesine Haiz Kurumların Kurumlar Vergisi Oranının İndirimli Uygulamasına İlişkin Usul ve Esaslar tebliğ ile belirlendi. İhracat Yapan ve Sanayi Sicil Belgesine Haiz Kurumların Kurumlar Vergisi Oranının İndirimli Uygulamasına İlişkin Usul ve Esaslar tebliğ ile belirlendi.
NO: 2022 / 30 16.05.2022
Konu: İhracat Yapan ve Sanayi Sicil Belgesine Haiz Kurumların Kurumlar Vergisi Oranının İndirimli Uygulamasına İlişkin Usul ve Esaslar tebliğ ile belirlendi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) tarafından Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1)’Nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 20) 14.05.2022 tarih ve 31835 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlandı.
Kurumlar Vergisi Oranının 1 Puan İndirimli Uygulanmasının Şartları:
İhracat yapan kurumların ihracattan elde ettikleri kazançlarıyla sınırlı olmak üzere kurumlar vergisi oranının 1 puan indirimli uygulanabilmesi için ihracat faaliyetiyle iştigal etmeleri yeterli olacaktır.
Üretim faaliyetiyle iştigal eden kurumların üretim faaliyetinden elde ettikleri kazançlarıyla sınırlı olmak üzere kurumlar vergisi oranının 1 puan indirimli olarak uygulanabilmesi için ise bu kurumların;
Sanayi sicil belgesine sahip olma ve fiilen üretim faaliyetiyle iştigal etme şartlarını birlikte sağlamaları gerekmektedir. Buna göre, sanayi sicil belgesini haiz olmakla birlikte fiilen üretim faaliyetiyle iştigal etmeyen veya fiilen üretim faaliyetiyle iştigal etmesine rağmen sanayi sicil belgesini haiz olmayan kurumlar bu Kanunun 32. maddesinin sekizinci fıkrası hükmünden yararlanamayacaklardır.
İndirimin Uygulanacağı Dönem:
Hesap dönemi olarak takvim yılını kullanan mükellefler Tebliğde belirtilen şartları sağlamak kaydıyla 01/01/2022 tarihinden itibaren üretim ve ihracat faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları için 1 puanlık bu indirimden yararlanabileceklerdir.
Öte yandan, Vergi Usul Kanununun 174. maddesi uyarınca, takvim yılı dönemi faaliyet ve muamelelerinin mahiyetine uygun olmayıp Hazine ve Maliye Bakanlığınca kendilerine özel hesap dönemi tayin edilmiş olan mükellefler ise 2022 takvim yılında başlayan özel hesap döneminin başından itibaren bu kapsamda elde edecekleri kazançlarına 1 puanlık oran indirimini uygulayabileceklerdir.
İhracat Faaliyetlerinden Elde Edilen Kazançlarda Kurumlar Vergisi Oranının 1 Puan İndirimli Uygulanması:
İhracat yapan kurumlar gerek mal gerekse hizmet ihraçlarından elde ettikleri kazançlarına münhasır olmak üzere ilgili dönemde geçerli olan kurumlar vergisi oranını 1 puan indirimli uygulayabileceklerdir.
Mükelleflerin ihracat faaliyetlerinin yanı sıra diğer faaliyetlerinden elde ettiği kazançlarının da bulunması halinde ihracattan kaynaklanan ve 1 puan indirim uygulanacak matrah, ihracattan elde edilen kazancın ticari bilanço karına oranlanması suretiyle tespit edilecektir.
Öte yandan, 1 puan indirim uygulanacak kazanç tutarının gerek ihracattan elde edilen kazancı gerekse ilgili dönem safi kurum kazancını aşamayacağı tabiidir.
Dolayısıyla, mükelleflerin ihracat faaliyetinden elde ettiği kazancın ticari bilanço karından fazla olması halinde safi kurum kazancını aşmamak kaydıyla ihracat faaliyetinden elde edilen kazancın tamamına 1 puan indirim uygulanabilecektir.
Yurt dışından satın alınan malların Türkiye’ye girmeksizin başka bir ülkedeki müşteriye satılmak suretiyle ihraç edilmesi halinde de bu faaliyetten elde edilen kazanç için 1 puan indirimden yararlanılabilecektir.
İhracat faaliyetinden elde edilen kazanç
İndirimli Oran Uygulanacak Matrah: Matrah x
Ticari bilanço karı (TBK)
Örnek 1: Aydın ilinde üreticilerden satın aldığı incirleri ihraç eden (B) A.Ş. söz konusu ihracattan 2022 yılında 900.000 TL kazanç elde etmiştir. Bu dönemde herhangi bir indirim ve istisnadan yararlanmayan zarar mahsubu ve başkaca kazancı olmayan (B) A.Ş.’nin bu kazancına kurumlar vergisi oranı 1 puan indirimli uygulanabilecektir.
Örnek 2: Toptan ve perakende ürün ticareti yapan (C) A.Ş.’nin 2022 yılı faaliyet sonuçlarına ilişkin bilgiler aşağıdaki gibidir.
Ticari bilanço kârı ………………………………………………………………………. | : | 1.000.000 | TL |
-İhracat faaliyetinden elde edilen kazançlar ……………………………….. | : | 600.000 | TL |
-Diğer faaliyetlerden elde edilen kazançlar …………………………………. | : | 400.000 | TL |
KKEG ………………………………………………………………………………………… | : | 200.000 TL | |
Taşınmaz satış kazancı istisnası …………………………………………………….. | : | 400.000 | TL |
Kızılay Derneğine yapılan nakdi bağış ve yardımlar ………………………… | : | 100.000 | TL |
Matrah ……………………………………………………………………………….. | : | 700.000 TL |
- Ş.’nin 2022 yılında ihracat faaliyetinden elde ettiği kazanç nedeniyle 1 puan indirim uygulanacak matrahı aşağıdaki gibi tespit edilecektir.
İhracat faaliyetinden elde edilen kazanç
İndirimli oran uygulanacak matrah: Matrah x
Ticari bilanço karı
İndirimli oran uygulanacak matrah : Matrah x (İhracat faaliyetinden elde edilen kazanç/TBK)
- 000 TL x (600.000/1.000.000)
- 000 TL x %60
- 000 TL
Dolayısıyla, (C) A.Ş. 700.000 TL’lik 2022 yılı matrahının 420.000 TL’lik kısmına kurumlar vergisi oranını (%23-%1=) %22 olarak uygulayacak, matrahın kalan 280.000 TL’lik kısmına ise genel oran uygulanacaktır.
Üretim Faaliyetlerinden Elde Edilen Kazançlarda Kurumlar Vergisi Oranının 1 Puan İndirimli Uygulanması:
Sanayi sicil belgesini haiz olan ve fiilen üretim faaliyetiyle iştigal eden kurumlar, münhasıran bu üretim faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlarına kurumlar vergisi oranını 1 puan indirimli uygulayabileceklerdir. Birden fazla konuda üretim faaliyetinde bulunan mükelleflerin üretimden elde ettikleri kazancın tespitinde, üretim faaliyetlerinden elde edilen kazançlar varsa üretimden doğan zararlar bir bütün olarak değerlendirilecektir.
Sanayi sicil belgesini haiz mükelleflerin üretim faaliyetlerinin yanı sıra diğer faaliyetlerinden elde ettiği kazançlar bulunması halinde, üretim faaliyetinden elde edilen ve 1 puan indirim uygulanacak matrah, fiilen yapılan üretimden elde edilen kazancın ticari bilanço karına oranlanması suretiyle tespit edilecektir.
Üretim faaliyetinden elde edilen kazanç
İndirimli oran uygulanacak matrah: Matrah x
Ticari bilanço karı
Öte yandan, bu şekilde hesaplanan ve 1 puan indirim uygulanacak kazanç tutarının gerek üretimden elde edilen kazancı gerekse ilgili dönem safi kurum kazancını aşamayacağı tabiidir.
Dolayısıyla, mükelleflerin üretim faaliyetinden elde ettiği kazancın ticari bilanço karından fazla olması halinde safi kurum kazancını aşmamak kaydıyla üretim faaliyetinden elde edilen kazancın tamamına 1 puan indirim uygulanabilecektir.
İhracat Ve Üretim Faaliyetlerinin Birlikte Yapılması Halinde Kurumlar Vergisi Oranının 1 Puan İndirimli Uygulanması:
Mükellefler, ürettikleri ürünlerin gerek yurt içi piyasalarda gerekse yurt dışı piyasalarda satışını gerçekleştirebilmektedirler. Sanayi sicil belgesini haiz ve fiilen üretim faaliyetiyle iştigal eden mükelleflerin ürettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri kazançlarına kurumlar vergisi oranı, üretilen ürünlerin yurt içinde ve yurt dışında satılmasına göre ayrım yapılmaksızın, “üretim faaliyetinden edilen kazanç” olarak bu Kanunun 32. maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca 1 puan indirimli uygulanacaktır.
Bu Kanunun 32. maddesinin gerek yedinci gerekse sekizinci fıkraları müstakilen bir bütün olup mükellefler tarafından bu kapsamda üretilen ürünlerin satışından elde edilen kazancın bir kısmı veya tamamı ihracattan kaynaklansa bile bu kazanca üretim faaliyetinden elde edilen kazanç olarak kurumlar vergisi oranı zaten 1 puan indirimli olarak uygulanacağı için, bu kazancın ihracata isabet eden kısmına ikinci defa indirime yol açacak şekilde ayrıca 1 puan indirim uygulanmayacaktır.
İhracat Ve Üretim Faaliyetlerinden Elde Edilen Kazanç Toplamının Ticari Bilanço Karından Büyük Olması Halinde Kurumlar Vergisi Oranının 1 Puan İndirimli Uygulanması:
Sanayi sicil belgesini haiz mükelleflerce üretim faaliyeti ile ihracat faaliyetinden elde edilen ve kurumlar vergisi oranı 1 puan indirimli uygulanacak oran kazancın safi kurum kazancını aşamayacağı tabidir. Ancak, zaman zaman mükelleflerin diğer faaliyetlerinden zarar doğması nedeniyle üretim faaliyeti ile ihracat faaliyetinden elde edilen kazanç toplamı ticari bilanço karından fazla olabilmektedir.
Üretim ve ihracattan elde edilen toplam kazancın ticari bilanço karından fazla olması halinde, bu Kanunun 32. maddesinin yedinci ve sekizinci fıkraları kapsamında 1 puan indirim uygulanacak matrah, üretim ve ihracat faaliyetinden elde edilen toplam kazancın ayrı ayrı üretim ve ihracattan elde edilen kazanca oranına göre tespit edilecektir. Her halükarda üretim ve ihracattan elde edilen kazanç, safi kurum kazancını aşamayacaktır.
Aynı durum ticari bilanço karının sıfır olmasına rağmen kurumlar vergisi matrahının oluştuğu durumlar için de geçerli olacaktır.
İndirimli Kurumlar Vergisinden Yararlanılması Halinde Uygulama:
Yatırım teşvik belgesi kapsamındaki yatırımlardan elde edilen kazançlara, ilgili teşvik belgesinde yer alan yatırıma katkı ve vergi indirim oranları dikkate alınarak yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılan hesap döneminden itibaren, yatırıma katkı tutarına ulaşılıncaya kadar indirimli kurumlar vergisi uygulanabilmektedir. Ayrıca, bu mükelleflerin yatırım teşvik belgesi kapsamındaki yatırımları dolayısıyla yatırım döneminde diğer faaliyetlerden elde ettikleri kazançlarına indirimli kurumlar vergisi uygulanması mümkün bulunmaktadır.
Kanunun 32/A maddesi kapsamında indirimli kurumlar vergisinden yararlanacak olan sanayi sicil belgesini haiz mükelleflerin aynı dönemde üretim faaliyetlerinden veya ihracat faaliyetlerinden kazanç elde etmiş olmaları halinde, hem Kanunun 32 nci maddesinin yedinci ve sekizinci fıkraları kapsamında 1 puanlık indirimden hem de Kanunun 32/A maddesi kapsamında yatırım teşvik belgelerindeki vergi indirim oranına göre indirimli kurumlar vergisinden aynı anda yararlanmaları söz konusu olabilmektedir.
Bu durumda, öncelikle Kanunun 32. maddesinin yedinci ve sekizinci fıkraları kapsamındaki matraha 1 puanlık indirim uygulanacak sonrasında ise tespit edilen indirimli bu orana Kanunun 32/A maddesi kapsamındaki vergi indirimi oranının uygulanması gerekecektir.
Genel Giderlerin Dağılımı:
İndirim kapsamında kabul edilen faaliyetler ile bu kapsama girmeyen işlerin birlikte yapılması halinde, indirim uygulanacak kazanca ilişkin hasılat, gider ve maliyet unsurlarının ayrı olarak tespit edilmesi esastır. Söz konusu indirim kapsamında kabul edilen faaliyetlerden elde edilen kazancın, kurumlar vergisi matrahının tespiti açısından, hasılat, maliyet ve gider unsurlarının; ayrı ayrı izlenmesi, diğer faaliyetlerle ilişkilendirilmemesi ve kayıtların da bu ayrımı sağlayacak şekilde tutulması gerekmektedir.
Gider ve maliyet unsurlarının ayrı hesaplarda izlenmek suretiyle tespitinin mümkün olmadığı hallerde ise müşterek genel giderler, indirim kapsamında olan faaliyetler ile indirim kapsamında olmayan faaliyetler arasında uygun bir dağıtım anahtarı tespit edilerek dağıtılabilecektir.
Öte yandan, indirim kapsamındaki faaliyetler ile bu kapsamda değerlendirilmeyen faaliyetlerde müştereken kullanılan tesisat, makine ve ulaştırma vasıtalarına ilişkin amortismanların ise bunların her bir işte kullanıldıkları gün sayısına göre dağıtımının yapılması gerekmektedir. Hangi işte ne kadar süreyle kullanıldığı tespit edilemeyen sabit kıymetlere ilişkin amortismanlar ise müşterek genel giderlerle birlikte dağıtıma tabi tutulacaktır.
Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair (Seri No: 20) Tebliğin Resmi Gazete metni için tıklayınız.
Saygılarımızla…
BOYLAM DENETİM DANIŞMANLIK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.
NO: 2022 / 29 16.05.2022
Konu: İktisadi Kıymetlerin Yeniden Değerleme Uygulamasına İlişkin Tebliğ
Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) tarafından Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 537) 14.05.2022 tarih ve 31835 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlandı.
Tebliğde; 7338 sayılı Kanunla Vergi Usul Kanununa eklenen; mükerrer 298 inci maddenin (Ç) fıkrası ile geçici 32. maddesi kapsamında iktisadi kıymetlerin yeniden değerlemeye tabi tutulması konularında açıklamalar yer almıştır. Tebliğdeki yapılan açıklamaların özetine aşağıda yer verilmiştir.
Yeniden Değerleme Hesabında Dikkat Edilecek Hususlar:
Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin değerleme hükümlerine göre tespit edilen ve değerlemenin yapılacağı dönem sonu itibarıyla yasal defter kayıtlarında yer alan değerleri ve bunlara ilişkin amortismanların, yeniden değerlemenin yapılacağı yıla ait olan yeniden değerleme oranı ile çarpılması suretiyle yeniden değerleme sonrası değerleri bulunacaktır. Yapılacak değerlemede, yeniden değerleme oranı olarak Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından ilan edilen oran dikkate alınır.
Amortismana tabi olup faydalı ömür süresini tamamlayan iktisadi kıymetler de yeniden değerlemeye tabi tutulabilir. Ancak bu durumda, faydalı ömrü sona ermiş amortismana tabi iktisadi kıymetlerin yeniden değerleme sonrasında bulunan değerleri üzerinden, daha önceki yıllarda ayrılmamış amortismanlara ilişkin olarak amortisman ayrılamaz.
Geçici vergi dönemleri itibarıyla yapılacak değerlemede esas alınacak yeniden değerleme oranı, bir önceki yılın Kasım ayından başlamak üzere; 3, 6 ve 9 uncu aylarda bir önceki 3, 6 ve 9 aylık dönemlere göre Yİ-ÜFE değerinde meydana gelen ortalama fiyat artış oranı esas alınmak suretiyle belirlenecektir.
Yeniden değerleme sonucunda ortaya çıkan net değer artışının hesabında yeniden değerlemeden önceki ve sonraki net bilanço aktif değerlerinin tespiti gerekmektedir. Hesaplanan değer artışı, yeniden değerlemeye tabi tutulan amortismana tabi iktisadi kıymetlerin her birine isabet eden değer artışları ayrıntılı olarak gösterilecek şekilde, bilançonun pasifinde özel bir fon hesabına alınacaktır.
Pasifte özel bir fon hesabında gösterilen değer artışı tutarı, değer artış fonu hesabında tutulabileceği gibi mükellefler tarafından istenildiğinde kısmen veya tamamen sermayeye ilave edilebilir. Bu işlemler kâr dağıtımı sayılmaz. Söz konusu fon hesabındaki tutarların sermayeye ilave edilme dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen kısmı, bu işlemin yapıldığı dönem kazancı ile ilişkilendirilmeksizin bu dönemde gelir veya kurumlar vergisine tabi tutulur. Tasfiye halinde de bu kapsamda işlem tesis edilir.
Ancak, tasfiye nedeniyle satılan, devredilen veya işletmeden çekilen iktisadi kıymetlere ait, yeniden değerlemeden kaynaklı değer artışları aynen amortismanlar gibi muameleye tabi tutulacaktır. 193 sayılı Kanunun 81. maddesinde sayılan devir ve tür değiştirme halleri ile 5520 sayılı Kanuna göre yapılan devir ve bölünme hallerinde, söz konusu fon hesabının devrolunduğu kurumlar için de bu düzenlemeler geçerli olacaktır.
VUK. Mükerrer 298. Maddesi (Ç) Fıkrası ile Sürekli Yeniden Değerleme Yapılmasına İlişkin Açıklamalar:
VUK mükerrer 298. maddesi (Ç) fıkrasıyla, 01.01.2022 tarihinden itibaren enflasyon düzeltmesi şartlarının gerçekleşmediği hesap dönemlerinde, fıkrada öngörülen kapsam ve şartlar dahilinde dönem sonları ve geçici vergi dönemleri itibariyle değerleme hükümlerine göre tespit edilen ve değerlemenin yapılacağı dönem sonu itibarıyla yasal defter kayıtlarında yer alan değerler üzerinden amortismana tabi iktisadi kıymetlerin ve bunlara ait amortismanların yeniden değerlemeye tabi tutulabilmesi mümkündür.
Tam mükellefiyete tabi ve bilanço esasına göre defter tutan; Kollektif, adi komandit ve adi şirketler de dahil olmak üzere ferdi işletme sahibi gelir vergisi mükellefleri ile kurumlar vergisi mükellefleri uygulamadan yararlanabileceklerdir.
Yeniden Değerleme Yapılmasına İlişkin Dikkat Edilecek Hususlar:
Boş arazi ve arsalar gibi amortismana tabi olmayan iktisadi kıymetler yeniden değerlemeye tabi tutulamaz.
Mükellefler bilançolarında kayıtlı iktisadi kıymetlerini ilgili dönemde yeniden değerlemeye tabi tutmayarak mevcut durumlarını muhafaza edebilir.
Sat-kirala-geri al işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilen iktisadi kıymetler yeniden değerlemeye tabi tutulamayacaktır.
İktisadi kıymetlerin alım, satım ve inşa işleri ile devamlı olarak uğraşanların bu amaçla aktiflerinde kayıtlı bulunan emtia niteliğindeki kıymetler, hangi hesapta izlendiği/kayıtlı olduğu önemli olmaksızın, yeniden değerlemeye tabi tutulamaz.
Kiralamaya konu edilen iktisadi kıymetler, emtia niteliğinde olanlar hariç, yeniden değerlemeye tabi tutulabilir.
Amortismanın herhangi bir yılda yapılmamış olması durumunda, yeniden değerlemeye esas alınacak tutar bu amortismanlar tam olarak ayrılmış varsayılarak belirlenir.
Yeniden değerleme yapılan dönemde; Amortismana tabi iktisadi kıymetler için aktife dahil edildikleri hesap döneminde yeniden değerleme yapılamayacaktır.
Faydalı ömür süresi tamamlanmamış amortismana tabi iktisadi kıymetlerin yeniden değerleme sonrasında bulunan değerleri üzerinden amortisman ayrılmaya devam edilecektir.
Yeniden değerleme enflasyon düzeltmesinin yapıldığı dönemlerde yapılmayacaktır. Enflasyon düzeltmesinin yapıldığı dönemi takip eden dönemlerde yeniden değerleme yapılması mümkün olup bu durumda yeniden değerlemeye esas olan tutarlar enflasyon düzeltmesine tabi tutulmuş son bilançoda yer alan tutarlar olacaktır.
Yeniden değerlemeye tabi tutulabileceği belirtilen iktisadi kıymetlerin tamamı veya bir kısmı için yeniden değerleme yapılması mümkündür.
Yapılmakta olan yatırımlar veya iktisadi kıymetlerin yatırım harcamaları yeniden değerlemeye tabi tutulamayacağı gibi, yatırımın tamamlanmasını müteakiben ilgili hesaba aktarılan amortismana tabi iktisadi kıymetin de aktifleştirildiği hesap döneminde yeniden değerlemeye tabi tutulması imkânı bulunmamaktadır.
Amortismana tabi iktisadi kıymetin maliyet bedeline eklenmiş (iktisadi kıymetlerin aktifleştirildiği hesap dönemine ilişkin olanlar hariç) kur farkları ve kredi faizleri ile bunlara isabet eden amortismanlar yeniden değerleme kapsamına girmediğinden, söz konusu kur farkları ve kredi faizleri ile bunlara isabet eden amortismanlar tenzil edilmek suretiyle tespit edilir.
Öteden beri kendilerine özel hesap dönemi tayin edilmiş olan mükellefler, 2022 yılında başlayan hesap döneminden itibaren yeniden değerleme yapabilir.
Yeniden değerlemenin herhangi bir hesap döneminde yapılmaması veya değerleme oranının düşük uygulanmasından dolayı, daha sonraki hesap dönemlerinde, geçmiş hesap dönemlerine ilişkin yeniden değerleme yapılamayacaktır.
Aynı hesap dönemi içerisinde; geçici vergi dönemlerinin hiçbirinde ya da herhangi bir veya daha fazla geçici vergi dönemlerinde yeniden değerleme yapılmaması, sonraki geçici vergi döneminde veya ilgili hesap dönemi sonunda yeniden değerleme yapılmasına engel teşkil etmeyecektir.
Yeniden Değerlemeye Tabi Tutulan İktisadi Kıymetlerin Elden Çıkarılması
Yeniden değerlemeye tabi tutulan iktisadi kıymetlerin satış, devir (Gelir Vergisi Kanunun 81. maddesinde sayılan devir ve tür değiştirme halleri ile Kurumlar Vergisi Kanuna göre yapılan devir ve bölünme halleri kapsamında yapılanlar hariç), işletmeden çekiş, tasfiye gibi nedenlerle elden çıkarılması halinde, bunlara isabet eden ve bilançonun pasifinde özel bir fon hesabında gösterilen değer artışları aynen amortismanlar gibi muameleye tabi tutulur.
Sermayeye ilave edilen değer artışları, satış veya herhangi bir şekilde elden çıkarmaya ilişkin kar ve zararın tespitinde dikkate alınmaz. Ancak, elden çıkarılan iktisadi kıymetlere ait değer artışlarının sermayeye ilavesi halinde, elden çıkarma sırasında birikmiş amortisman gibi mütalaa edilmeyen değer artışları, faaliyete devam edilen süre içerisinde herhangi bir suretle sermayeden çekilirse, çekilen kısım o dönemin kazancı sayılarak vergiye tabi tutulur.
Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 537) Tebliğinin Resmî Gazete metni için tıklayınız.
Saygılarımızla…
BOYLAM DENETİM DANIŞMANLIK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.
NO: 2022 / 28 09.05.2022
Konu: Vergi Levhasını 31 Mayıs 2021 Tarihine Kadar Oluşturulacak.
Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi Yıllık beyannamelerinin verilmesinden itibaren 31 Mayıs 2022 tarihine kadar Vergi Levhaları GİB İnternet Vergi Dairesi sisteminden oluşturulacaktır.
2021 takvim yılına ait Vergi Levhalarını GİB İnternet sitesinden aşağıdaki yolu izleyerek oluşturacaktır.
GİB’in www.gib.gov.tr adresine giriş yapınız.
e-İşlemler seçeneği ile internet Vergi Dairesi sistemine giriş yapılacak, İnternet vergi dairesi hizmetleri sayfası,
Kullanıcı girişinden E-beyanname gönderdiğiniz ve size ait olan kullanıcı kodu, parola ve şifrenizi yazarak giriş butonuna basınız. (Vergi Dairesinden şifre alan müşteriniz varsa; müşteriniz kendi kullanıcı kodu, parola ve şifresini girecektir.)
Giriş yapıldıktan sonra gelen sayfadaki Genel Sorgulama ve Hesaplama İşlemleri butonuna basınız. E-VERGİ LEVHASI seçeneğini tıklayınız.
Gelir Vergisi Mükellefleri için, mükellef vergi kimlik numarası ve TC numarasını birlikte giriniz. (Adi ortaklıkta, Kolektif Şirket Ortaklığında her ortak için ayrı, ayrı giriniz)
Kurumlar Vergisi mükellefleri için şirketin kimlik numarası (hesap numarası) girilecektir. Kurumlar Vergisi mükellefleri için T.C. kimlik numarası bölümü boş bırakılacaktır.
Vergi Levhasını oluşturunuz. İstediğiniz rengi seçerek yeterli sayıda son üç yıla ilişkin barkodlu VERGİ LEVHASINI bilgisayara indirilir.
Saygılarımızla…
BOYLAM DENETİM DANIŞMANLIK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.
NO: 2022 / 27 22.04.2022
Konu: Gelir, Kurumlar. KDV ve Vergi Usul Kanununda yapılan Değişiklikler.
Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) tarafından Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 41) 21.04.2022 tarih ve 31816 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlandı.
Yayınlanan Tebliğ ile KDV Genel Uygulama Tebliğinde Yapılan Değişiklikler:
KDV Mükelleflerine İsteğe Bağlı Tam Tevkifat Uygulaması Getirildi:
KDV Genel Uygulama Tebliği’nin ilgili bölümüne ilave edilen “2.1.2.5. İsteğe Bağlı Tam Tevkifat Uygulaması” başlığı ile, mükellefler yazılı bir sözleşme düzenleyerek bir yıl süreyle anlaştıkları satıcı mükelleflerden, tebliğin (I/C-2.1.3.2.) ve (I/C-2.1.3.3.) bölümlerinde belirtilen işlemlere ilişkin alımlarında tevkifat sorumluluklarının bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, hesaplanan KDV’nin tamamını sorumlu sıfatıyla beyan edip ödeyebileceklerdir.
Bir yıllık sürenin bitimini izleyen yıllarda da uygulamaya devam edilmesinin istenmesi halinde sözleşmenin aynı süreyle yenilenmesi gereklidir. Bir yıllık süre dolmadan söz konusu uygulamadan vazgeçilmesi mümkün değildir. İsteğe bağlı tam tevkifat uygulaması 01/05/2022 tarihinden itibaren uygulanacaktır.
İsteğe Bağlı Tam Tevkifat Uygulaması Yararlanmanın Şartları:
Alıcı mükellefler, söz konusu sözleşmelerin bir örneği ile bu kapsamda işlem yapacak satıcı mükelleflerin bilgilerini (adı soyadı/unvanı, vergi dairesi, vergi kimlik numarası, sözleşme uygulama dönemi), işleme ilişkin KDV beyannamesinin verilmesinden önce liste halinde bağlı oldukları vergi dairesine verirler. Sözleşmelerin feshedilmesi, tadili vb. durumların da işleme ilişkin KDV beyannamesinin verilmesinden önce bağlı oldukları vergi dairesine bildirilir.
Alıcıların isteğe bağlı tam tevkifat uygulaması kapsamında sözleşme düzenlemediği satıcılar ile olan işlemlerinde, genel hükümlere göre işlem tesis edileceği tabiidir.
İsteğe bağlı tam tevkifat uygulaması kapsamında alıcı tarafından tevkifata tabi tutulan KDV, 2 No.lu KDV Beyannamesinin “Vergi Bildirimi” kulakçığının, “İsteğe Bağlı Tam Tevkifat Uygulanan İşlemlere Ait Bildirim” tablosunda beyan edilir. Tablonun “İşlem Türü” alanı, bu alana ilişkin işlem türü listesinden seçim yapılmak suretiyle doldurulur. “Matrah” alanına, işlemin KDV hariç bedeli, “Oran” alanına işlemin tabi olduğu KDV oranı girilir. Alıcı tarafından tevkif edilen KDV tutarını gösteren “Vergi” alanı, e-beyanname programı tarafından hesaplanır. İsteğe bağlı tam tevkifat uygulaması kapsamındaki işlemleri yapan satıcı mükellefler ilgili döneme ait 1 Nolu KDV Beyannamesinin iki ayrı bölümüne kayıt yapar. Birinci kayıt, “Matrah” kulakçığında “İsteğe Bağlı Tam Tevkifat Uygulanan İşlemler” tablosuna; ikinci kayıt “İstisnalar-Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler” kulakçığında “İsteğe Bağlı Tam Tevkifat Kapsamına Giren İşlemler” tablosuna düzenlenir.
İsteğe bağlı tam tevkifata tabi tutulan KDV ile sınırlı olmak üzere satıcıya KDV iadesi yapılabilir. İade taleplerinin yerine getirilmesinde, alıcı tarafından 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilen ve tahakkuk ettirilen KDV’nin ödenmiş olması vergi dairesince aranır
İsteğe bağlı tam tevkifat uygulaması kapsamında işlemi bulunanlar düzeltme işlemleri bakımından Tebliğin (I/C-2.1.4.), tevkifata tabi tutulan verginin iadesi bakımından Tebliğin (I/C-2.1.5.), bildirim ve müteselsil sorumluluk bakımından Tebliğin (I/C- 2.1.6.) bölümlerindeki açıklamalara tabidir.
Demir-çelik Mamülleri KDV Tevkifatı Kapsamına Alındı.
KDV uygulamaları Genel Tebliğinin ilgili bölümlerindeki “çinko,” ibarelerinden sonra gelmek üzere “demir-çelik,” ibareleri eklenmek suretiyle, demir-çelik ürünlerinin teslimi tevkifat uygulaması kapsamına alınmış olup, yine tebliğin (I/C-2.1.3.3.7.) bölümünün sonuna “2.1.3.3.8. Demir-Çelik Ürünlerinin Teslimi” başlığı eklenerek demir-çelik alaşımlarından mamül ürünlere 4/10 oranında KDV tevkifatı uygulanacaktır. Demir-çelik Mamülleri KDV Tevkifatı 01/05/2022 tarihinden itibaren uygulanacaktır.
Demir-Çelik Mamülleri KDV tevkifatı uygulaması:
Tevkifat kapsamına; cevherden, hurdadan veya diğer hammaddelerden üretilen demirçelik ve alaşımlarından mamul her türlü uzun (çubuk, inşaat demiri, profil, kangal demir, filmaşin, tel, halat, hasır, boru, lama vb.) veya yassı (levha, sıcak haddelenmiş yassı ürünler, soğuk haddelenmiş yassı ürünler ve kaplanmış yassı ürünler vb.) demir-çelik ve alaşımı ürünler girmektedir.
Demir-çelik ve alaşımlarından mamul eşya (kapı, kapı kolu, köşebent, vida, somun, vida soketi, dübel, kilit, çivi, flanş, maşon, dirsek, kanca, menteşe, yay, bilya, rulman, zincir vb.) teslimlerinde tevkifat uygulanmaz.
Demir-çelik ve alaşımlarından mamul ürünlerin hurdadan, diğer hammaddelerden veya hurda, cevher ve diğer hammaddeler birlikte kullanılarak üretilmesi halinde bu ürünlerin ilk üreticilerinin teslimi dâhil her safhasındaki teslimlerinde tevkifat uygulanır.
Demir-çelik ve alaşımlarından mamul ürünlerin, ithalatçılar tarafından yapılan teslimleri ile münhasıran cevherden üretilenlerinin üreticiler tarafından ilk tesliminde tevkifat uygulanmayacak, bu safhalardan sonraki el değiştirmelerde ise tevkifat uygulanacaktır.
İthalatçılar tarafından yapılan teslimlere ilişkin düzenlenen faturada “Teslim edilen mal doğrudan ithalat yoluyla temin edildiğinden tevkifat uygulanmamıştır.” açıklamasına ve ithalata ilişkin fatura ve gümrük beyannamesi bilgilerine yer verilir.
Cevherden üretim yapanlar ise düzenlenen faturada “Teslim edilen mal firmamızca münhasıran cevherden üretildiğinden tevkifat uygulanmamıştır.” açıklamasına yer vermek suretiyle tevkifat uygulanmaksızın işlem yapar.
İmalatçılar Tarafından Yapılan Mal İhracında İhracat Tutarına Göre İade Alınabilecekler:
Tebliğin (II/A) kısmının sonuna eklenen “1.1.4.2. İmalatçılar Tarafından Yapılan Mal İhracında İhracat Bedeline Göre İade” başlığı eklenerek, imalatçılar tarafından yapılan ihracat işlemlerinden kaynaklanan iadelerde, yüklenilen KDV yerine sektörler itibarıyla ihracat bedelinin belli bir oranına kadar iade yaptırma konusunda Bakanlığa verilmiş olan yetki kullanılarak, sektör ayrımı yapılmaksızın imal ettikleri malları doğrudan ihraç eden imalatçıların, ihracat teslimlerine ilişkin olarak yüklendikleri KDV tutarına bakılmaksızın ihracat bedelinin %10’una kadar devreden KDV tutarı ile sınırlı olarak iade talep edebilecekleri düzenlenmiştir.
İmalatçılar tarafından yapılan mal ihracında ihracat tutarına göre iade işlemleri 01/05/2022 tarihinden itibaren yapılacak işlemlere ilişkin iadelere uygulanacaktır.
Konut ve Arsa Teslimlerinin Tabi Olduğu KDV oranlarına İlişkin Açıklamalar:
26/4/2014 tarihli ve 28983 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin (I/B-8.2.) bölümünde yer alan Örnek 1 ve Örnek 2 aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Tebliğ ile yayınlanan iki örneğin ayrıntısı tebliğdeki metninden bakılabilir.
İade ve Mahsuplarda 5.000 TL Uygulanan Tutarlar 10.000 TL’ne Yükseltildi:
01 Mayıs 2022 tarihinden itibaren yapılacak işlemlere ilişkin iade taleplerine uygulanmak üzere, KDV GUT’un ilgili bölümlerinde 5.000 TL’yi aşmayan mahsuben ve nakden iade taleplerinin vergi inceleme raporu, YMM raporu ve teminat aranmadan yerine getirilmesine ait ibarelerde yer alan 5.000 TL alt sınırı, 10.000 TL’ne yükseltilmiştir.
İkinci El Motorlu Taşıt Ticareti Yapanların Araç Satışlarında Uygulamaları Gereken KDV Oranına İlişkin Açıklık Getirilmiştir:
Tebliğin (III/C-2.5.) bölümüne 1 Nisan 2022 yürürlük tarihi ile ilave edilen aşağıdaki paragraf ile, ikinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal eden mükelleflerce özel matrah uygulanarak yapılan teslimlere ilişkin KDV oranının %1 olduğu açıklanmıştır:
“Öte yandan, 28/3/2022 tarihli ve 5359 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile ikinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal eden mükelleflerce özel matrah uygulanarak yapılan binek otomobili teslimlerinde KDV oranının %18 olarak uygulanmasına karar verilmiştir. İkinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal eden mükelleflerce başka bir yetkili satıcıdan özel matrah uygulanarak satın alınan binek otomobiller, %18 KDV oranı uygulanarak satın alınan binek otomobil olarak değerlendirilemeyeceğinden, bu araçların tesliminde satış bedelinin tamamı üzerinden %1 oranında KDV hesaplanır.”
Konutlarda “Net Alan” Kavramına Açıklık Getirildi:
Tebliğin “(III/B-2.1.3.) bölümünde yapılan değişiklikle, konutlarda bağımsız bölüm net alanının Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının “Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği” ne göre hesaplanacağı belirlenmiştir.
Perakende Teslim Kavramına Açıklık Getirildi:
Tebliğin (III/B-1.1.) bölümünde yapılan değişiklikle perakende teslimin tanımı yapılmış, “Perakende Teslim”; “teslimi yapılan ürünlerin aynen veya işlendikten sonra satışını yapanlar ile işletmelerinde kullanacak olanlar dışındakilere satılmasıdır. Ürünleri, aynen ya da işlendikten sonra satanlar ile işletmesinde kullanacak olanların gerçek usulde KDV mükellefi olmamaları halinde bunlara yapılan teslimler de perakende teslim sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır.
Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin Resmi Gazete metni için tıklayınız.
Saygılarımızla…
BOYLAM DENETİM DANIŞMANLIK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.
NO: 2022 / 26 21.04.2022
Konu: Döviz Cinsinden Yapılan Menkul Satış Sözleşmelerin Türk Lirası ile Ödeme Zorunluluğu İlişkin Maliye Bakanlığı duyurusu.
Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin 2008-32/34 Sayılı Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair 2022-32/66 Sayılı Tebliğ’e İlişkin Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından 21.04.2022 tarihinde duyuru yayınladı.
İşte Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın duyurusu:
“Bilindiği üzere, 13.09.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 12.09.2018 tarihli ve 85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar’da Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri belirli Sözleşme türlerinde sözleşme bedelinin ve diğer Ödeme yükümlülüklerinin Döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenemeyeceğine ilişkin bazı düzenlemeler yapılmış olup, söz konusu düzenleme sonrasında Bakanlığımızca belirlenen istisnalara ise Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karara İlişkin 2008-32/34 sayılı Tebliğ’in 8’inci maddesinde yer verilmiştir.
19.04.2022 tarihli 31814 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 2008-32/34 sayılı Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair 2022-32/66 sayılı Tebliğ ile bahse konu 8’inci maddenin dokuzuncu fıkrasının sonuna “Ancak sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunludur.” Cümlesi eklenmiş, on beşinci fıkrasında yer alan “kararlaştırılması” ibaresi “kararlaştırılması, ödenmesi ve kabul edilmesi” şekilde değiştirilmiştir.
Bakanlığımızca, Türk parasının kıymetini koruma amacıyla oluşturulan kambiyo mevzuatının temel amacına uygun olacak şekilde, serbest piyasa koşulları çerçevesinde Türk Lirasının kullanımı önceliklendirmeye ve dolarizasyonla mücadeleye yönelik çalışmalara kararlılıkla devam edilmektedir.
Bu kapsamda, söz konusu değişikliklerle; menkul satış sözleşmelerinde sözleşme bedellerinin döviz cinsiden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması imkan tanıyan istisnanın piyasanın işleyişini ve ticaretin devamlılığını sekteye uğratmamak amacıyla korunması ancak bu sözleşmeler konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesinin ve kabul edilmesinin zorunlu hale getirilmesi, kamu kurum ve kuruluşları ile Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı şirketlerinin ise bu zorunluluktan muaf tutulması hedeflenmiştir.
Diğer taraftan, Türkiye’de yerleşik kişilerin;
04.2022 tarihinden önce kendi aralarında akdetmiş oldukları menkul satış sözleşmelerinin ifası kapsamında 2022-32/66 sayılı Tebliğ’in yürürlük tarihi öncesinde dolaşıma girmiş bulunan döviz cinsinden kıymetli evraklar kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi şartının aranmaması,
04.2022 tarihinden önce düzenlenmiş faturalar kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi şartının aranmaması,
Borsa İstanbul A.Ş. Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası’nda döviz cinsinden gerçekleştirilen kıymetli maden ve kıymetli taş alım satım işlemleri ile bu işlemlerin takası kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi şartının aranmaması hususları Bakanlığımızca uygun bulunmuştur.
Ayrıca,
Tebliğ’de geçen “menkul” ibaresinin gayrimenkul tanımına girmeyen her türlü mal ve eşyayı kapsadığının, Tebliğ’de geçen “menkul” ibaresinin gayrimenkul tanımına girmeyen her türlü mal ve eşyayı kapsadığının,
Yapılan değişikliğin Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdettikleri/akdedecekleri menkul satış sözleşmeleri konusu ödeme yükümlülüklerine ilişkin olması sebebiyle, Türkiye’de yerleşik kişiler ile dışarıda yerleşik kişiler arasında akdedilmiş/akdedilecek menkul satış sözleşmelerine ilişkin ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunluluğunun bulunmadığının,
Yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 19.04.2022 tarihi ve bu tarih sonrasında döviz cinsinden düzenlenmiş olan çek vb. ödeme araçlarının Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdettikleri/akdedecekleri menkul satış sözleşmeleri konusu ödeme yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde kullanılmasının mümkün olmadığının,
Yapılan değişikliğin taşıt satış sözleşmelerinin mevcut durumunu değiştiren bir hüküm içermediğinin, 19.04.2022 tarihinde gerçekleştirilen değişiklik öncesinde olduğu gibi değişiklik sonrasında da Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri taşıt satış sözleşmelerinde sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılmasının mümkün olmadığının,
4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında gerçekleştirilen işlemlere ilişkin olarak yapılan sözleşmelerin, Tebliğ’in B’inci maddesinin on yedinci fıkrasına tabi olduğunun ve bu sözleşmelere ilişkin yükümlülüklerin 19.04.2022 tarihinde yapılan değişiklik kapsamında olmadığının,
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile bu Kanuna dayalı olarak yapılan düzenlemeler çerçevesinde sermaye piyasası araçlarının (yabancı sermaye piyasası araçları ve depo sertifikaları ile yabancı yatırım fonu payları da dahil olmak üzere) döviz cinsinden oluşturulması, ihracı, alım satımı ve yapılan işlemlere ilişkin yükümlülüklerin döviz cinsinden kararlaştırılmasının Tebliğ’in 8’inci maddesinin on sekizinci fıkrası uyarınca mümkün olduğunun ve bu işlemlere ilişkin yükümlülüklerin 19.04.2022 tarihinde yapılan değişiklik kapsamında olmadığının,
Tebliğin 8’inci maddesinin diğer fıkralarında yer alan menkul satış sözleşmeleri dışındaki sözleşmelere ilişkin ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden kabul edilmesi ve yerine getirilmesine yönelik herhangi bir değişiklik yapılmadığının ve mevcut istisnaların geçerli olduğunun, belirtilmesinde fayda görülmektedir.
Maliye ve Hazine Bakanlığı duyuru metni için tıklayınız.
Saygılarımızla…
BOYLAM DENETİM DANIŞMANLIK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.
NO: 2022 / 25 21.04.2022
Konu: Döviz Cinsinden Yapılan Menkul Satış Sözleşmelerin Türk Lirası ile Ödeme Zorunluluğu Getirildi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34)’De Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Tebliğ No: 2022-32/66) metni 19.04.2022 tarih ve 31814 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlandı.
Tebliğe göre, Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri ve sözleşme bedeli ve sözleşmeden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden ya da dövize endeksli olarak kararlaştırabildikleri taşıt satış sözleşmeleri dışında kalan menkul satış sözleşmelerinde sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunluluğu getirildi.
Ayrıca, bir değişiklik de kamu sözleşmelerinde yapıldı. Kamu kurum ve kuruluşlarının veya Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı şirketlerinin taraf olduğu gayrimenkul satış ve gayrimenkul kiralama dışında kalan sözleşmelerde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerin önceden sadece döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkünken yeni düzenleme ile söz konusu sözleşmelerin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması, ödenmesi ve kabul edilmesi düzenlendi. Başka deyişle söz konusu kamu sözleşmelerinde döviz cinsi veya dövize endeksli ödeme yapılabilecek ve kabul edilebilecektir.
Türk Parası Kuymetinin Korunması Hakkıda 1567 sayılı Kanunun 3. Maddesinin 1.fıkrası, “Cumhurbaşkanının bu Kanun hümlerine göre yapmış bulunduğu genel ve düzenleyici işlemlerdeki yükümlüklere aykıra hareket edern kişi. Üçbin Türk Lirasından Yirmibeşbin Türk Lirasına kadar idari para cezası ile cezalandırılır.” hükmünü içermektedir.
Türk Parası Kuymetinin Korunması Kanuna aykırı hareket edilmesi halinde yeniden değerleme oranları dikkate alındığında cezanın güncel sınırları tahmini 11.500 TL ile 100.200 TL olarak bulunmaktadır. İdari para cezaları sözleşmenin her iki tarafı için ayrı ayrı olmak üzere uygulanır. Tekerrür durumlarda isi bu cezalar iki katı olarak uygulanmaktadır.
Bu Değişiklik 19/04/2022 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Tebliğin Resmî Gazete metni için tıklayınız.
Saygılarımızla…
BOYLAM DENETİM DANIŞMANLIK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.
(*) Sirkülerlerimizde yer alan açıklamalar bilgilendirme amaçlı olup, tereddütlü konularla ilgili gerekli araştırmalar yapılmadan ya da tarafımızdan veya başka bir uzmandan görüş alınmadan yapılacak işlemler sonucunda doğacak zararlardan müşavirliğimiz sorumlu olmayacaktır.